En Beğenilen M. Zeki Duman Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen M. Zeki Duman sözleri ve alıntılarını, en beğenilen M. Zeki Duman kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz."Modernite, bireylere belirli bir sınıf, kimlik, statü, ideoloji veya meslekte sabit bir mekân/mesken tahsis ediyordu, oysa günümüz post-modern toplumlarda kişinin bu anlamda belirli veya sabit bir özelliği kalmamıştır. Birey artık ne toplumsal statü (gelir, unvan, meslek vb.) ne de yaşadığı mekân açısından sabittir. Birey her an gömlek değiştirir gibi kimlik ve mekânını değiştirebiliyor ve böylece dinamik bir kök salma mümkün olmuyor."
"Hem hakları olan hem de başkalarının haklarına karşı sorumlulukları bulunan kişiler, ancak özgür olabilirler. Bireysel özgürlükler ise mutlaka anayasal güvence altında olmalıdır. Bu bağlamda bireyin özgürlüğünü yok etmeye dönük her tür faaliyet, bireyin kimliğine ve şahsiyetine indirilmiş bir darbedir."
"Kapitalizm, şimdiye kadar tarihin tanık olduğu en büyük refahı yaratmış olabilir, ama dünyaya ve gelecek nesillere ağır bedeller ödetecek sonuçları yaratmaktan da geri durmamıştır."
"Materyalist felsefenin hâkim olduğu çağcıl toplumlarda, ne kadar çok mala sahip olunursa o kadar çok mutlu olunacağı fikri baskındır. Ancak, maddi birikimle iyi ve kaliteli bir yaşam sağlanabilir anlayışı, insanları daha çok maddiyata sevk etmiştir. Maddi menfaatlere dayalı bir yaşam pratiği, insanlarda sadece bencil olma duygusunu artırmakla kalmamış, bireysel ve özel ilişkilerde de inanılmaz tahribatlara yol açmıştır. Değerlerin maddiyata indirgenmesi, kendi çıkarını her şeyin üstünde gören ve her şeyi onunla değerlendiren bir bireycilik anlayışının yaygınlaşmasını da beraberinde getirmiştir. Daha çok şeye sahip olmak, biriktirmek ve tüketmek suretiyle nesneler dünyasında boy göstermek, kapitalizmin özendirdiği ve öne çıkartmaya çalıştığı bir yaşam biçimidir. Dolayısıyla materyalist felsefe, her şeyi maddi ölçülerle değerlendirdiği için insan yaşamında üretim ve tüketim gibi ekonomik faaliyetler de sadece ihtiyaçların giderilmesini amaçlayan birer eylem biçimi olmaktan çıkmış bulunmaktadır."
"Örneğin Birleşmiş Milletlerin yaptığı araştırmaya göre gelişmekte olan ülkelerin temel eğitim harcamaları için yıllık 6 milyar dolara ihtiyaç varken, ABD'de yaşayan insanların tek başına kozmetik ürünlerine yıllık harcadıkları miktar 8 milyar doları buluyor. Aynı şekilde gelişmekte olan ülkelerin temel sağlık ve beslenme ihtiyaçları için 13 milyar dolar gerekirken, Avrupa'da yaşayan insanların dondurmaya yılda 16 milyar, sigaraya, 50 milyar, alkollü içeceklere 105 milyar dolar harcamaktadırlar. Avrupa'yla birlikte Amerika'da evcil hayvan mamasına yılda 17 milyar ve tüm dünyada uyuşturucu maddeler için de 400 milyar dolar gittiği hesaplanmıştır."
"Kısacası tüketim, artık "insanların kim oldukları, kim olmak istedikleriyle ilgili duyarlılıklarını ve bu duyarlıkları korumalarını sağlayan yöntemleri etkilemekte; kimlik duygusunun gelişimini çevreleyen olgularla çok iç içe geçmiş bir durumdadır. Bu nedenle tüketim, ekonomik olduğu kadar, aynı zamanda toplumsal, psikolojik ve kültürel bir olgu olmaya da devam edecektir."
"Bugün çekici, olan yarın rüküş olabilir. Geçen yılın modası asla gelecek yılın modası olamaz. Demode olan bir gün yeniden moda olmak için sırasını bekleyecektir. Modellerin ömürleri sezonluktur. İlginç olan şey, modanın geçiciliğine, yalancılığına, tutarsızlığına ve belirsizliğine inanmamıza rağmen kendimizi bu büyüden kurtaramıyoruz. Ve her defasında fikirlerimizi olmasa da bedenimizi ona teslim ediyoruz. Bu moda, nasıl bir güçtür ki, inanmadığımız halde katılıyor, beğenmediğimiz halde takip ediyor ve eleştirdiğimiz halde ona uyuyoruz. Bu sorunun birçok cevabı olabilir. Ancak, herhalde bireylerin kendi başına hareket etmekten ziyade içinde bulundukları kitlelerin psikolojisiyle hareket ediyor olmaları buna en iyi cevap olacaktır."
"Çünkü tatil yapmak sadece belirli bir yerde konaklamak, orada kafa dinlemek dolayısıyla hiçbir şey yapmamak anlamına gelmiyor. Tatil yapmak, aslında üretmeden tüketmek, çalışmadan harcamak demektir."
"Aslında hayat, yaşadığımız andan ibarettir şeklinde özetlenebilecek olan hedonist yaklaşım, en çok ölüme karşı çaresizliğe isyan etmiştir. Yaşanılan anı ölümsüzleştirmek veya yaşamı o andan ibaret saymak yönündeki ısrarının altında, ölüm fikrini bir türlü kabullenememek düşüncesi yatmaktadır."