"İlmin pınarı, hikmetin madeni, gecenin kandili, elbisenin eskisi, kalbin yenisi olun. Gök halkı sizi tanısın, yer halkı tanımasın. Rabbiniz yanında anılan kimseler olun.
" De ki, 'Gelin, biz çocuklarımızı, siz de çocuklarınızı çağırın" (Âl-i İmran:61) âyeti inince Rasûlullah Ali'yi, Fatıma'yı, Hasan'ı ve Hüseyn'i çağırarak ' Allah'ım, bunlar benim ailem' dedi.
Hayber Gazvesi günü "Sancağı Allah'ı ve onun Rasûl'ünü seven, Allah'ın ve Rasûl'ünün de kendisini sevdiği birine vereceğim" dedi. Biz hepimiz onu almak istedik, fakat Rasûlullah "Bana Ali'yi çağırın" dedi. Ali gözü iltihaplanmış bir halde getirildi. Rasûlullah onun gözüne tükürdü ve sancağı kendisine verdi, Allah da ona fetih nasip etti.
Musab ibn Sa'd Babasından şöyle rivayet eder: Rasûlullah Tebuk seferi için çıktığında yerine Ali'yi bırakmak isteyince Ali ona " Beni çocukların ve kadınların arasında mı bırakıyorsun?" dedi. Nebi'nin cevabı şu oldu: "Benim yanımdaki konumunun Harun'un Musa yanındaki konumu gibi olmasını istemez misin? Bir istisnayla ki, benden sonra Nebi olmayacaktır."