En Eski Mahmut Sert Sözleri ve Alıntıları
En Eski Mahmut Sert sözleri ve alıntılarını, en eski Mahmut Sert kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Dördüncü tanıma göre spor, kitlelerin afyonudur. Bu tanım sporu Marksist bakış açısıyla değerlendirirken; kapitalizmin bunalımı ile sporun konu olduğu kitlesel ilgi arasında ters bir orantının olduğu görüşünü ileri sürer. Ancak bu tanımın, taban tabana zıt karşıt düşünen başkalarınca da aynı biçimde algılanması ve bir 'toplumsal gereklilik olarak uygulanması ilginçtir. Francisco Franco'nun Bernabeau stadyumu konusunda 'Bana 150 bin kişilik bir uyku tulumu yapın'; Antonio Salazar'ın 'Portekiz'i kırk yıl süreyle 3 F'le, fiesta (şölen), fadima (örgütlü din) ve futbol ile yönettim' sözleri bunun çarpıcı örnekleridir.
Antik Olimpiyat Oyunları'nın bir başka önemli özelliği, sporun "erkekçe" niteliğinin ne denli eskilere dayandığının göstergesidir; oyunlara yalnızca Yunanlı olduğunu kanıtlayan "erkek" yurttaşların katılması, kadınlarınsa seyirci olarak bile oyun alanına sokulmamasıdır.
Spor ve toplumsal cinsiyetin iç içe geçmiş yapısı içinde özellikle kitle iletişim araçlarında kadın sporları ve kadınlar, cinsel bir nesne konumuna getirilerek sunulmaktadır. Kadın sporcuların - atletler, basketbolcular, voleybolcular, yüzücüler - gazetelerde yer alan resimlerinde, televizyonlardaki görüntülerinde, yaptıkları sporun oyunsal pozisyonlarından çok, vücut hatlarının öne çıkartılması, erkek egemen bakış açısının kendi politikalarını oluştururken bir yandan cinsiyet farklılaşmasını derinleştirip, diğer yandan sporu nasıl araçsallaştırdığının göstergesidir. İktidar odaklarının politikalarını ortaya koyarken, sporu ve kadını kullanma biçimlerini, Jennifer Hargreavas şöyle dile getiriyor: "Spor yapan dişi bedenin çok daha açıktan cinselleştirilmesi ve erotikleştirilmesi söz konusudur. Aerobik, cimnastik, buz pateni ve senkronize yüzme kadınlara uygun olarak nitelenir. Çünkü bu spor dalları, popüler dişilik imajlarını onaylar ve popüler erillik imajlarından farklı olduğunu tanıtlar. Bu farklılıkta vurgulanan, erilin güçlü ve aktif olduğu, dişilin ise incinebilir pasifliğidir (...) Medyada, ciddi spor haberlerinde kadın sporcuların büyük ölçüde mevcut olmayışı ve sporcu kadınların bedenlerinin cinsel açıdan değer biçilecek nesneler - erkeksi/çekici ya da kadınsı/çekici - olarak mevcut oluşu, kültüre kök salmış iş gücü ve ev gibi alanlardaki toplumsal, maddi eşitsizliklerin anlamlı yeniden üretimidir."
Türkiye'de 1997-1998 futbol sezonunda birinci ligden ikinci lige düşen ekiplerin Doğu ve Güneydoğu illerinden olması, bu bölgelerin milletvekillerini harekete geçirmiş ve yalnızca bu sezona özgü olmak üzere, liglerden küme düşmenin kaldırılmasını içeren bir yasa teklifi meclise sunulmuştur. Teklifin gerekçesi; ülkede yaşanan eşitsiz gelir dağılımının ve terörün, o bölgeler için yarattığı dışlanmışlık duygusunun giderilmesi idi. Bu durum, sporun özündeki basit yarışma ve yarışımcılık ilkesinin eğip bükmelerle politik arenada siyasallaştırıldığının göstergesidir.
Celtic ve Rangers Rekabeti
Moorhouse'a göre iki büyük İskoç kulübünün - Rangers ve Celtic'in temsil ettiği cemaatlere yönelik ayırımcı bakış, özellikle İngiliz TV haberlerinde gündeme getirilmektedir. Örneğin protestan Rangers takımı, 1989 yılında katolik futbolcu Maurice Johnston'ı transfer edince, Glasgow kenti haritası iki parçaya bölünmüş olarak gösterilmiştir. Parçalardan yeşil olan katolik Celtic'i simgelerken, mavi renkli parça protestan Rangers'ı simgelemektedir. Popüler bilimsel tarihçilerin de bu yaklaşımı sık sık gündeme getirdiğine dikkati çeken Moorhouse'a göre; Glasgow, evliliklerin çoğunun "karışık" olduğu, hemşehriler arasında toplumsal ayrışmanın görülmediği, iş gücü pazarında yaygın bir dışlamanın olmadığı modern bir kenttir.
Irkçılık Hastalıktır
Williams'ın anlattıklarını uç örnekler olarak değerlendirmek olasıysa da, Büyük Britanya adasında futbol seyircisinin ırkçı davranışlarının hatırı sayılır ağırlıkta olduğu bilinmektedir: Siyah oyuncuların kafasına muz, hindistancevizi atılması, maymun gibi sesler çıkartılması; Nigger, siyah piçler diye küfürler edilmesi artık olağan kabul edilen, sıradan davranışlardır. Bu sıradan davranışların görüldüğü futbol alanlarının - stadyumların özellikle 70'li yılların ortalarında seçim başarısı gösteren aşırı sağın ilgi alanını oluşturması, futbol/spor - politika ilişkisini somutlaştıran organik bağların ortaya çıkmasının somut örnekleridir.