7.5/10
0 Kişi
2
Okunma
0
Beğeni
249
Görüntülenme

Mahmut Sert Sözleri ve Alıntıları

Mahmut Sert sözleri ve alıntılarını, kitap alıntılarını, en etkileyici cümleleri ve paragrafları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Holiganizm'in başlangıç yılları 1. Dünya savaşı öncesine dek gitmektedir. İki dünya savaşı arasında yükselişini sürdüren Holiganizm, 50'li yılların sonlarına doğru düşüşe geçtiyse de 60'lı yıllarda yeniden yükselişe geçmiştir. Bu gün artık yalnızca İngiltere'de değil, dünyanın bir çok ülkesinde Holiganizm varlığını sürdürmektedir. Futbol alanında bir "izm" yaratacak denli etkili olan holigan kimdir ve taraftardan ne farkı vardır? Böyle bir ayrım yapılabilir mi? İlk kez İngiltere'de ortaya çıkan holiganlar, işçi sınıfının alt katmanlarındaki ailelerin çocukları; işleri yok, toplumsal güvenceleri yok, toplum içinde adam yerine konulmuyorlar, kendileriyle, aileleriyle kısaca içinde yaşadıkları toplumla sorunları var. Ve tepkilerini toplum normlarına karşı çıkarak; yakıp yıkarak, kırarak şiddet eylemleriyle ifade ediyorlar. Büyük kalabalıkların toplandığı futbol alanları ise - stadyumlar ve çevreleri dahil-, onlara kendilerini taraftar kimliği altında kolayca gizleyebilecekleri ortamı sağlıyor. Bu bağlamda holiganların, futbolu kullandıklarını söyleyebiliriz.
Futbolun kitleleri kuşatan niteliğinin bilincinde olan Franco, bunu çok iyi kullanmıştır. Dünyanın her tarafından - Arjantin'den Di Stefano, Fransa'dan Kopa, Macaristan'dan Puşkaş gibi - en iyi futbolcuları transfer ederek Real Madrid'i dünya çapında yenilmez bir takım yapıp, İspanyol halkının tepkilerini uzun yıllar kontrol edebilmiştir.
Reklam
Spor ve toplumsal cinsiyetin iç içe geçmiş yapısı içinde özellikle kitle iletişim araçlarında kadın sporları ve kadınlar, cinsel bir nesne konumuna getirilerek sunulmaktadır. Kadın sporcuların - atletler, basketbolcular, voleybolcular, yüzücüler - gazetelerde yer alan resimlerinde, televizyonlardaki görüntülerinde, yaptıkları sporun oyunsal pozisyonlarından çok, vücut hatlarının öne çıkartılması, erkek egemen bakış açısının kendi politikalarını oluştururken bir yandan cinsiyet farklılaşmasını derinleştirip, diğer yandan sporu nasıl araçsallaştırdığının göstergesidir. İktidar odaklarının politikalarını ortaya koyarken, sporu ve kadını kullanma biçimlerini, Jennifer Hargreavas şöyle dile getiriyor: "Spor yapan dişi bedenin çok daha açıktan cinselleştirilmesi ve erotikleştirilmesi söz konusudur. Aerobik, cimnastik, buz pateni ve senkronize yüzme kadınlara uygun olarak nitelenir. Çünkü bu spor dalları, popüler dişilik imajlarını onaylar ve popüler erillik imajlarından farklı olduğunu tanıtlar. Bu farklılıkta vurgulanan, erilin güçlü ve aktif olduğu, dişilin ise incinebilir pasifliğidir (...) Medyada, ciddi spor haberlerinde kadın sporcuların büyük ölçüde mevcut olmayışı ve sporcu kadınların bedenlerinin cinsel açıdan değer biçilecek nesneler - erkeksi/çekici ya da kadınsı/çekici - olarak mevcut oluşu, kültüre kök salmış iş gücü ve ev gibi alanlardaki toplumsal, maddi eşitsizliklerin anlamlı yeniden üretimidir."
Günümüzde spor dünyası ve onun içinde değerlendireceğimiz futbol dünyası kitle iletişim araçlarının kontrolu altındadır. Teknolojik gelişimlere koşut biçimde bu gün artık spor, uygulamadan çok izlence niteliği ile öne çıkmaktadır. Milyarlarca insan ekran karşısında futbol maçlarını kendilerinden geçercesine izleyebilmekte, yaşantılarını bu izlenceye göre programlayabilmektedirler. Özellikle "üç büyük" takımın Avrupa Kupası maçlarında ve ulusal maçlarda kalabalık İstanbul trafiğinin - hem yaya hem taşıt ne kadar azaldığı bilinmektedir.
Spor/futbol ve siyasetin bu iç içe geçmiş yapısı içinde sporun mu yoksa siyasetin mi belirleyici etken olduğu sorusunu tam olarak karşılayacak bir yanıt vermek, bu iki olgunun çok yönlü ilişkileri ve etkileşimleri göz önüne alındığında, güç gözüküyor. Ancak Türk Futbolu'nun ilk kulüplerinin kuruluş yılları ile kurulma koşulları düşünüldüğünde; takımların, örneğin Galatasaray'ın "bürokrat", Fenerbahçe'nin "ulusal sermayeci", Altınordu'nun "İttihatçı" olarak nitelenmesi, herkesin her takımın taraftarı olabilme hakkı unutulmadan, göz önünde tutulması gereken göreceli, ama önemli bir saptamadır. Ancak bu kulüplerden Altınordu diğerlerinden farklı konumu ile dikkati çekiyor. Çünkü "Progres" olarak ortaya çıkışından, dağılışına dek geçen sekiz yıllık süre içinde; her zaman iktidar partisi tarafından kollanmış, iktidarın tüm olanaklarından yararlanırken, iktidar partisi ile özdeşleşmiş konumu karşısında, öteki kulüplerin tepkisini çekmiştir. Bu gelişmeler; kulüplerin kendi aralarındaki "iktidar"çekişmeleriyle, ülkedeki genel siyasal ve ekonomik güç odaklarının futbol alanlarındaki potansiyelden yararlanma girişimlerinin göstergesidir.
Real Madrid, Barcelona, El Clasiconun perde arkası
Bugün İspanya'nın ve dünyanın sayılı takımlarından olan Real Madrid, Barcelona"nın en büyük rakibidir. İki ekip arasındaki bu yarışımı, salt oyun alanındaki beceri düzeyinin karşılaşması olarak değerlendiremeyiz. Savaşım alanı futbol gibi gözükse de, Barcelona takımının 'kimlik' oluşumu dikkate alındığında öteki'nin Real Madrid'in -konumlanışı ya da tersi, bu yarışımda bizi 'maç kazanmanın ötesinde bir noktaya getiriyor; ayrılıkçı Katalonya ve Kral(cılar).
Reklam
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.