Bu kitabı nasıl atlatsam neler yazsam nasıl bir ifade kullansam bilmiyorum. Her satırı her cümlesi ayrı bir acının harman olduğu bir kitap. Gerçek bir yaşam öyküsü. Soluk okuyacak kendinizi bu acıları yaşayan insanların yerine koyarak ürpereceğiniz bir kitap.
Bu tarz yaşam öykülerini okumayı her zaman sevdim.insana bir çok şey katip silkenlenmesine ve bir çok gerçeğe şahit olup ders çıkarmasına ön ayak oluyor. İlgi alanı olanlara ısrarla tavsiye ediyorum.
Şimdi başka yazarlardan başka seriler şeklinde okumaya devam edeceğim..
Keyifli okumalar…
Bu dönem özel ilgi alanım olduğu için büyük bir hevesle okudum bu kitabı. Yaşananlarla ilgili bir çok film, belgesel izledim ve yine bir çok kitap okudum. Dönem hakkında zannederim herkesin az çok fikri vardır, bu yüzden bu kitabın diğer kitaplardan farkını anlatmak daha yararlı olacaktır.
Kitap, Doğu Avrupa'da yaşayan Yahudi bir ailenin ikinci dünya savaşında yaşadıklarını hayatta kalan çocukları üzerinden anlatırken sadece soykırım kamplarında çekilen acıları anlatmakla kalmamış, daha önce bu kadar çok vurgulanmayan bir çok konuyu da özellikle vurgulamış.
Savaş öncesi süreci, insanların Yahudilere karşı neden böyle bir tavır sergilediklerini biraz da öz eleştiri yaparak anlatan yazar; daha önce dönemle ilgili anlatılanların dışında kurtulan kişilerin yaşadıkları acıları, psikolojilerinin bozukluğunu -ki bunların ömür boyu sürdüğünü yine kitaptan anlıyoruz- İsrail'e dönen bu insanların anavatanlarında dışlandığından tutun da bunun gibi bir sürü detayı anlatması kitabı oldukça değerli kılıyor. Tabi tüm bunlarda ne kadar samimi olunduğunu değerlendirmesi okuyuculara kalmış.
Öte yandan dili oldukça yalın ve acı çeken bu insanların kendi ağızlarından dinliyoruz yaşananları. Bu noktada herhangi bir yorum yapılmadan yaşananların anlatılması da oldukça etkileyici.
Özetle bu döneme ilgisi olan kişilerin okumasını mutlaka öneririm.
Auschwitz’de İki Kardeş, Malka Adler’in gerçek tanıklıklardan yola çıkarak yazdığı bir kitap.İshak ve Dov kardeşler aileleri ile birlikte toplama kampına gönderilir.Kocaman aileden geriye İshak ve Dov kalır.Onların da yolu bir süre ayrılır.Tekrar birbirlerini bulduklarında, hayatta kalabilmek için birbirlerinin itici gücü olurlar.Kız kardeşleri Sara ile de savaş sonrası birbirlerini bulurlar.
Tüm bunları anlatmakta sakınca görmedim.Birileri kurtulacak ki gerçek tanıklıktan bahsedebileceğiz.
Buraya kadar anlatılanlar, benzerlerini defalarca okuduğumuz şeyler.Yanlış anlaşılmasın küçümsemiyorum.Toplama kamplarında yaşanılanları her okuduğumda insanlığımdan utanıyorum.
Kitabın bir bölümü, kamp öncesi yaşam ve kampta yaşanılanlarla ilgili.Diğer bölümü ise kamptan kurtulanların gördükleri tedavi, uyum sağlama çalışmaları ve tekrar yeni bir yaşam inşa etmelerini anlatıyor.
İşte ilgimi çeken bölüm burası.Konuyla ilgili olarak seyrettiğim her film, okuduğum her kitap kurtarılma ile son bulurdu.
Ardından kısa bir bilgi bilmem kim savaştan sonra şuraya yerleşti, evlendi,şu kadar çocuğu oldu vs.
Ben bu insanlar yürüyor ama nereye, diye düşünürdüm.
Yeni bir yaşam kurdular ama nasıl, diye düşünürdüm.
Auschwitz’de İki Kardeş merak ettiğim o bölüme de ışık tutmuş.İlgiyle okudum.