Birbirlerini küçümsüyorlar, genede birbirlerini pohpohluyorlar;birbirlerinden üstün olmak istiyorlar ,gene de birbirlerinin önünde saygıyla eğiliyorlar...
Doğa ve onun muhteşem görüntüsü olan Toprak Ana, biz ağaçları kestiğimizde ya da değerli cevherleri çıkarmak için onu iliğine kadar sömürdüğümüzde bile ayakta kalmayı sürdürdü.
Bugün gezegenimizdeki çok artmasına, petrol ve madenleri kolayca çıkarmak için yeni yeni teknikler geliştirmemize, yalnızca orman ve akarsuları değil yaşamın bütün temel
Bir biçimde güzel olan kendinde güzeldir ve yine kendinde tamdır, övgü onun hiçbir kısmını oluşturmaz, hiçbir şey övülmekle daha kötü ya da daha iyi olmaz... Zümrüt, övülmezse, daha mı kötü olur?
Şunu asla aklından çıkarma, ister 3000 yıl yaşa, ister 30.000 yıl, şu anda sahip olduğundan başka bir yaşamı yitiremezsin ve şu anki yaşamın sona erdikten sonra yeni bir yaşama da sahip olamazsın. Öyleyse, en kısa ve en uzun yaşamların aslında birbirinden hiçbir farkı yoktur.
Çünkü içinde bulunduğumuz şu kısacık an, yaşayan bütün yaratıklar için aynı değerdedir; geçip gitmiş olan zaman ise artık bize ait değildir, sonsuza dek elden çıkmıştır. Ne geçmiş ne de gelecek bize ait olmadığına göre nasıl elimizden alınabilir ki? Öyleyse, hiç kimse geçmişi ya da geleceği yitiremez.
Şu iki şeyi her zaman aklında tut: birincisi, zamanın başlangıcından bu yana, yaratılışı meydana getiren oluşumlar sürekli birbirini yineler, demekki, 100 yıl ya da 200 yıl yaşamanla, sonsuza dek yaşaman arasında hiçbir fark yoktur. İkincisi de, en uzun ömürlü insan ile, en kısa ömürlü insanın sonunda yitirdiği tamı tamına aynı şeydir.
Eğer gerçekten sahip olduğumuz tek şey içinde bulunduğumuz şu an ise, ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre , birisinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır.