Bir yanda birtakım ailelerin yalnız iyi geçinmelerine yetecek kadar değil, üstelik fazla değişmez geliri varken, öte yanda diğer insanlar, ihtiyaçları olandan bile mahrumdurlar. Onların sıkıntıları karşısında duyulan tabii bir acıma duygusu, iyilik duygusunu, iyilik alışkanlığını doğurdu.