Martin Gilbert

Martin GilbertChurchill yazarı
Yazar
8.8/10
5 Kişi
22
Okunma
8
Beğeni
997
Görüntülenme

Martin Gilbert Gönderileri

Martin Gilbert kitaplarını, Martin Gilbert sözleri ve alıntılarını, Martin Gilbert yazarlarını, Martin Gilbert yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1183 syf.
10/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Churchill'in hayatına dair yazılabilecek en net ve en kapsamlı kitap. Babasının biyografisini yazmakta olan Randolph Churchill 'in 1968'de ölümüyle biyografi kitabının tarihçi Martin Gilbert tarafından devam ettirilmesi sonucu tek ciltte toplanmış bir kitaptır. Kitap Churchill'in doğumuyla başlayıp bütün eğitim, askeri ve politika kariyeri hiçbir yorum katılmadan ölümüne kadarki yaşamı en ayrıntısıyla yazılabilecek en iyi biyografi kitabıdır. Martin Gilbert kitabı yazarken eşi Clementine Churchill 1908'de evlenmelerinden itibaren kocasının gönderdiği yüzlerce mektup koleksiyonundan bakanlıkta bulunduğu zamanında yazılmış bütün kişisel arşivleri ve günlüğünü kaynak olarak almış ve kitaba kendi fikirlerini, yorumlarını esere yansıtmamıştır. Kitapta Gelibolu zaferi, gibi Türkler'i ilgilendiren bir çok olayı İngiltere'nin ve Churchill'in gözünden okuma fırsatı veriyor. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı ve İngiliz tarih'ine meraklı olanların okumasını tavsiye ettiğim bir eserdir.
Churchill
ChurchillMartin Gilbert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201321 okunma
Churchill'in kafasında, "hemen hemen hiç kimsenin ölmeyip herkesin iyileştiği" hardal gazı vardı. Bu gazı sadece, "bizim için bir ölüm kalım meselesi olduğunda" ya da "savaşı bir yıl kısaltacak" olması halinde kullanılacaktı. Bu amaçla bu gaz, Normandiya'daki köprübaşında bile kullanılabilinirdi. "Böyle bir konuda ahlakı düşünmek saçmalıktır;" diyordu, "önceki savaşta herkes bunu, ahlakçılardan ya da Kilise'den tek bir itiraz sesi çıkmadan kullandı. Öte yandan, önceki savaşta açık kentlerin bombalanması yasak sayılmıştı. Şimdiyse bunu herkes gayet doğal olarak yapıyor. Bu sadece, kadınların kısa yahut uzun etek giymesi gibi, değişen moda meselesi sanki."
Reklam
Almanlar ilk defa İngiltere'nin doğusunu bombaladıktan (9 sivilin ölmesine sebep olan saldırı) sonra Churcill'in Avam Kamara'sındaki konuşması: "Buna alışalım. Yılan balığı, derisinin yüzülmesine alışır. Sürekli ve zaman zaman şiddetli bombardıman herhalde İngiliz yaşamının bir parçası haline gelecek. Savaşın sonucu, sıradan insanların cesaretine bağlıdır."
İkinci Dünya Savaşı'nda Churchill'in önerileri Savaş Kabinesi tarafından reddedilmesi sonrası mektubu; "Savaş yönetim mekanizmamızın pozitif eyleme karşı çıkardığı korkunç güçlükler... Dikilmiş ve halen dikilen öylesine muazzam engelleyici duvarlar görüyorum ki, herhangi bir plan tırmanıp da bunları geçme şansını bulacak mı diye merak ediyorum." Ren'i ve Norveç karasularını mayınlamak gibi birkaç projem var ama "korkarım bunların hepsi, korkunç bir saf oluşturan olumsuz fikir ve güçlerin karşısında yenilecek." Ama "mutlak kesin olan bir şey var ki, zafer asla en kolay yolu takip ederek kazanılamayacak."
Bugün gördüğümüz o güzel ağaçlar kesilip o lanet olası gazeteler için kağıt yapılıyor ve buna uygarlık deniyor.
Kültürlü kişiler, derin bir üretim nehrinin üzerinde yüzen, parıldayan kirlerden başka bir şey değildir.
Reklam
Bir yirmi yıl daha geçerse, o kadar uzun yaşasam bile, bana verilmiş sürenin sonuna varmış olacağım. Orta yaşta kafadan geçen düşünceler olgun. Gelecek olanı kabulleneceğim."
"Şimdi bu olaydan ötürü, olacaklardan endişelenmenin ne kadar boşuna olduğunu görüyorum. Tümüyle şans bu ve sonucu kestirilemeyecek adımlarımızı pek fazla hesap kitap yapmadan atmak en iyisi. Aynı şeyi başka türlü söylersek, insan kendini oyunun gidişatına doğal bir şekilde bırakmalı ve Tanrıya güvenmeli. " "Böyle kıl payı kurtuluşlar," diyordu, "burada sıradan şeyler. " Bunlar "kimsede heyecan uyandırmıyor ve hatta kimseye ilginç bile gelmiyor."
10 Mart'ta, zafer beklentisi Savaş Konseyi'ni öylesine sarmıştı ki, çeşitli toprak kazançları konuşuldu. İstanbul Rusya'ya verilecekti; İngiltere İskenderun'u alacaktı.
"Aman Tanrım! Canlı tarih bu. Yaptığımız ve konuştuğumuz her şey heyecan verici; binlerce kuşak tarafından okunacak, bir düşünün! Bu yüzden ben, bu dünyanın bana verebileceği hiçbir şey uğruna bu görkemli ve leziz savaştan uzak kalmam (gözleri parlıyordu, ama 'leziz' sözcüğünün beni sarsacağından endişe duymuş olsa gerek). Şunu diyorum, 'leziz' lafını bir daha tekrarlamayın; ne demek istediğimi anlıyorsunuz.
Reklam
Kimi zaman her şeyi elde edebileceğimi sanıyorum; ve sonra yine, güçsüz, gereksiz bir budaladan başka bir şey olmadığımı fark ediyorum. Ama benim için en büyük zafer senin aşkın ve benim bunu yaşamış ve hep yaşayacak olduğumu ve sana duyduğum bağlılığı bu dünyada hiçbir şeyin değiştiremeyeceğini bilmektir. Tek dileğim sana daha çok layık olmak ve senin ruhunun gereksinimlerini daha çok karşılayabilmektir.
" Ben savaşlarda çok ölü gördüm. Omdurman'da binlerce, başka yerlerde de; siyah ya da beyaz bir sürüsünü; ama Boerlerin ölüleri insanda çok acı duygular uyandırıyor." Sonra altmışlı yaşlarda bir adamdan söz edip, "kartal gibi sert yüz hatlıydı ve kısa bir sakalı vardı, " diyordu; adam teslim olması yolundaki bütün uyanları reddetmiş ve sol bacağı bir kurşunla parçalandığı halde, kan kaybından ölünceye kadar tüfeğini doldurmaya devam etmişti. Yanında, kalbinden vurulmuş on yedi yaşlarında bir delikanlı vardı. Ve biraz daha ötelerinde " bizim iki zavallı piyademiz kafaları yumurta gibi kırılmış halde yatıyordu. " Churchill daha sonra, "Ah, bu korkunç savaş, " diyordu, "şanlıyla sefilin, sefille yücenin hayret verici karışımı; aydın ve seçkin, modern insanlar senin yüzünü daha yakından görüyorsa da, basit insanlar pek göremeyecek."
Churchill kuzenini uyarmaya devam ediyor ve "öteki dünyayı çok fazla düşünen insanlar şunu pek başaramaz, " diyordu: "İnsanlar akıllarını kullanmalı ve hislere hitap eden zevklerle kuşkuculuklarını yok etmemeli. Ulusların batıl inançları çalışkanlıklarını pek geliştirmez. Bir deyimdeki gibi, Katoliklik -aslında tüm dinler, fakat özellikle Katoliklik- nefis bir uyuşturucudur. Belki bizim acılarımızı yatıştırır ve dertlerimizi kovar ama gelişmemizi durdurur ve gücümüzü tüketir.
''On gün içinde," dedi annesine, "genel bir savaş olacak; belki de çok şiddetli bir savaş. Ölebilirim. Ama sanmıyorum. Fakat ölürsem, felsefenin tesellisinden yararlanmalı ve insanların son derece önemsiz olduğunu düşünmelisin.''
"Ayrıca ben kendimi öylesine büyük görüyorum ki, tanrıların benim kadar güçlü bir varlığı böylesine sıradan bir son için yaratmış olabileceğine hiç inanmıyorum.''
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.