Martin Lings

Hz. Muhammed'in Hayatı author
Author
8.4/10
644 People
3,271
Reads
235
Likes
16.2k
Views

Newest Martin Lings Quotes

You can find Newest Martin Lings quotes, newest Martin Lings book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Okuyun diyor, okuyun. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor."
Elbette gençlerin ve zayıfların hepsi, hemen ilâhi daveti kabul etmemişti; fakat hiç olmazsa küçük yaşamlarını bir klarnetin notaları gibi bölen davet ve vaazların önem ve şiddetine karşı kulaklarını tıkamalarına neden olacak bir kendini beğenmişlikleri yoktu. Osman’ın çölde duyduğu: “Ey uykudakiler uyanın” sesi vahyin kendisiydi ve daveti kabul edenler, şimdi sanki uykudan uyanmışlar ve yeni bir yaşama girmişlerdi.
Sayfa 117
Reklam
Üstünlük Taslayış: Kibir
Ebû Cehil’in karşı çıkışı ise daha az cüretli fakat daha tutkulu idi. “Biz ve Abdu Menâf oğulları aramızda şeref konusunda yarış ederiz. Onlar başkalarını doyururlar ve korurlar, biz de aynısını yaparız. Onlar verirler, biz de onlarla aynı yarışta burun buruna giden atlar gibi eşit oluncaya dek veririz. Şimdi onlar “Bizim adamlarımızdan biri Peygamber’dir, ona gökten vahiy geliyor” diyorlar. Biz onun bir eşini ne zaman elde edeceğiz? Tanrı’ya andolsun ona hiçbir zaman inanmayacağız ve onun gerçeği söylediğini kabul etmeyeceğiz.”
Sayfa 114
Velîd kendini beğenmişliğini şu sözlerle ortaya koyuyordu: “Ben Kureyş’in en üstünü ve şefi olduğum halde, bana gelmiyor da Muhammed’e vahiy geliyor? İkimiz de iki şehrin iki büyüğü olduğumuz halde o ne bana ne de Sakîf’in reisi Ebû Mes’ud’a gelmiyor da ona mı geliyor?” (Zuhruf: 31).
Sayfa 114
Altın Nokta!
Eğer Ebû Cehil’in amcası Velîd gibi güçlü bir şahsiyetin -Velîd hem Mahzûmîlerin şefi, hem de Kureyş’in gayri resmî şefi idi- desteğini kazanırsa, davetini daha kolay bir şekilde yapabileceği inancındaydı. Velîd aynı zamanda diğer Kureyş liderlerine göre daha anlayışlı ve tartışmaya açık bir kimseydi ve bir gün Peygamber (s.a.v.) Velîd’le yalnız konuşabileceği bir fırsat buldu. Fakat onlar sohbete dalmış bir haldeyken, henüz İslâm’a girmiş kör bir adam yanlarından geçti; Peygamber (s.a.v.)’in sesini duyunca orada durup kendisine Kur’ân’dan bir bölüm okumasını rica etti. Biraz sabırlı olması ve uygun bir zaman beklemesi söylendiğinde kör adam o kadar ısrar etti ki, sonunda Peygamber hiddetlendi ve yüzünü çevirdi. Sohbeti yarıda kesilmişti; fakat bu bölünme hiçbir kayıba sebep olmadı, çünkü Velîd zaten, mesaja, ümitsiz denebilecek derecede kapalıydı. O anda şu sözlerle başlayan yeni bir sûre nâzil oldu: “Surat astı ve yüz çevirdi; kendisine o kör geldi diye” Vahiy şöyle devam ediyordu: “Fakat kendini müstağni (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan) gören ise, işte sen, onda ‘yankı uyandırmaya çalışıyorsun.’ Oysa, onun temizlenip arınmasından sana ne? Ama koşarak sana gelen ise, ki o ‘içi titreyerek korkar’ bir durumdadır, sen ona aldırış etmeden oyalanıyorsun.” (Abese: 5-10).
Sayfa 114
İlahi Uyarı Gelecek!
Peygamber (s.a.v.)’ e tabi olanlar sürekli bir artış gösteriyordu; fakat yeni dine girenlerin hemen hemen hepsi ya köle, ya azatlı, ya da Mekke dışındaki Kureyşlilerden oluşuyordu. İslâm’a girenler Vadi Kureyşlilerden olsa bile, nüfûzlu bir aileden gelen, fakat kendileri nüfûzlu olmayan ve İslâm’a girişleriyle ailelerinin ve akrabalarının düşmanlığını üzerlerine çeken zayıf kişiler oluyordu. Abdurrahman, Hamza ve Erkam istisna idi; fakat onlar da lider konumunda olmaktan uzaktılar. Bu nedenle Peygamber (s.a.v.) içlerinden hiçbirinin, hatta amcası Ebû Tâlib’in bile kendisine uymaya yanaşmadığı Kureyş ileri gelenlerinden hiç olmazsa birkaçını kazanmak istiyordu.
Sayfa 113
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.