Mary Lynn Bracht Reviews
You can find Mary Lynn Bracht reviews, Mary Lynn Bracht book reviews, Mary Lynn Bracht ratings on 1000Kitap.
392 syf.
10/10 puan verdi
Hanaaa..
Hüzün dolu bir kitap Beyaz Kasımpatı..Sevgi , bağlılık , cesaret , saplantı , acımasızlık ve vicdansızlık üzerine bir kitap okudum...Savaş bahanesi ardında saklanarak insanlara yapılan zulümlerin yanında kendi vatandaşına da ellerine fırsat geçince insanların neler yaptığını da okuyor ve görüyoruz ne yazık ki... Yapılanları araştırarak kaleme alan Mary Lynn Bracht kitabında Korelilere Japonlar tarafından yapılanları anlatıyor...
İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya , Kore'yi esareti altına almış ve yine bu dönemde esareti altındaki ülkelerden kadınları ,kız çocuklarını kaçırarak seks kölesi olarak randevuevlerine kapatmışlardır...Savaşan askerlerine moral olsun ve onlara iyilik olsun diye bu eylemi gerçekleştirmişlerdir...Bu dönemde yaşayan kadınların çektikleri zerre kadar umurlarında olmamış onlara ellerinden gelen her türlü eziyeti yapmışlardır...Bu kitabı okurken hem çok gerildim hemde içim acıya acıya okudum... İçindeki acıları , hüzünleri barındıran Beyaz Kasımpatı ' yı mutlaka okumalısınız..
Bir savaşta geleceğe dair tüm ümitleri yerle bir etmek için en güçlü şeye saldırmalısınız.
Öyle bir şey olmalı ki bu, dili de kültürü de toprağı da bölmeli.
Öyle bir şey olmalı ki dünü de bugünü de yarını da almalı.
O yüzden her savaşta önce kadınlar seçildi. Rahimlerini, ellerini, bedenlerinin her bir zerresini çaldılar onlardan.
Bosna’da,
Boğazımda aşağı yutamadığım bir yumru, kalbimde acı ve elimde mendil ile kitabı bitirdim. Dönem kitaplarını her okuduğumda hep içim acırdı ama bunun kadar içimi yakan olmamıştı. 400’e yakın sayfayı bir oturuşta bitirebileceğiniz bir kitap. 1945 yılı ve 2011 yılı olarak ilerliyor.
.
Japon askerlerinin Güney Koreli kız çocuklarını kaçırıp seks kölesi olarak çalıştırmasını anlatıyor. Güney Kore tarafından yaptırılıp Japonya Konsolosluğu’nun önüne yerleştirilmiş, seks kölesi kızları temsilen diğer adıyla Barış Heykeli olarak geçen heykel büyük tepki toplamış. 1910-1945 yılları arasında kaçırılan 200.000 kadından sadece 46 tanesi geri dönebilmiş. Ve şu an 20 küsür tanesi hala hayatta. 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan, insanlık tarihinin en büyük utancı olarak geçiyor.
Yine muhteşem bir kitapla geldim Fakat ne yazık ki içinde yaşananların muhteşemlikle uzaktan yakından alakası yok İstila edilen ülkenin savaş mağdurlarının yaşadıkları ve özellikle kız çocuklarının yaşadıkları Anlatmaya dilim varmıyor, çok acı gerçekten. Büyük bir insanlık suçu Bu bir kurgu kitabı değil, yaşanmış olaylarlardan hazırlanmış ve o yüzden çok daha üzücü maalesef. Kitabın muhteşemliği ise yazarın bize her duyguyu hissettirebilmiş olması. O kadar etkileyici yazmış ki elimden bırakamadım Tek sıkıntısı, biraz daha devam etmesini isterdim, bir kaç sayfa daha olmalıydı Kitap en sevdiğim Arkadya kitaplarının arasında üst sıralara yerleşti Bu türü severlere gözü kapalı tavsiye ediyorum. Mutlaka alın, aldırın ve okuyun
.
Konudan bahsetmek gerekirse, 1943 yılında Japon istilası altında yaşayan Kore’de başlıyor. 16 yaşındaki Koreli Hana, yaşadığı adanın geleneklerine göre küçüklüğünden itibaren dalgıçlık yapıyor ve onlara denizin kadınları diyorlar. Japon askerleri ara ara bölgelerde dolaşıp kız çocuklarını kaçırırken, Hana kız kardeşini korumak için askerlere kendisini teslim eder. Japon askerlerine hizmet etmek için Mançurya’ya bir randevuevine götürülür. O artık bir Sakura’dır ve bundan kurtuluşu yoktur. Onlarca askerin tecavüzüne ve istismarına uğrayan Hana’nın hayali yeniden yuvasına dönebilmektir. Bir kısım Hana’nın bu uğurda yaşadıklarını okurken diğer kısımlarda 2011 yılında Hana’nın kurtardığı kardeşinin yıllar süren vicdan azabını okuyoruz. Elbette hiçbirinin suçu yok ama kuşaktan kuşağa geçen bu acılar ve travmaların bıraktığı izler nasıl silinir ki
392 syf.
10/10 puan verdi
"Kore 1943. On altı yaşındaki Hana, tüm hayatını Japon istilası altında geçirir. Yaşadığı adanın bir geleneği olarak dalgıç olan Hana, çoğu Korelinin bilmediği özgürlüğü denizde tadar. Ta ki Japon askerlerinin güvenilir gördüğü ada sahiline ayak basana kadar... Hana, küçük kız kardeşini korumak için kendini feda eder ve Japon askerlerine esir düşer.
Güney Kore 2011. Emi son altmış yılını yaşanılanları unutmaya çalışarak geçirse de kız kardeşinin onun için yaptığı fedakarlığı bir türlü zihninden silemez. Bu vicdan azabından kurtulmak için geçmişiyle barışmaya kararlıdır."
Beyaz Kasımpatı savaş zamanında geçen bir roman. Ama alışık olduğumuz üzere Almanya ve kamplarını değil Güney Kore'nin savaş zamanı yaşadıklarını okuyoruz. Bu konuda daha önce bir kitap okumamıştım. Japonya'nın bu kadar kötülük yapabilmesine çok şaşırdım ve büyük bir üzüntüyle okudum. Hana'nın yaşadıkları içinize oturuyor. Yıllar sonra ablası kendi yüzünden esir düşen Emi, yıllar süren vicdan azabından kurtulmak için harekete geçiyor.
Hüzünlü ve bir o kadar etkileyici bir romandı. Güney Kore'ye olan hayranlığım nedeniyle de ayrıca sevdim. Herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim, okunması gereken kitaplardan.
Bosna’dan Kore’ye Aynı Acı
Beyaz kasımpatının yas sembolü olduğunu biliyor muydunuz? O zaman bunu söyleyerek büyük bir spoiler vereyim. Başlık beyaz kasımpatı o zaman yas var içerikte. Evet, ama o yas öyle derin bir acının yası ki hiçbir kasımpatı, hiçbir kelime onu tarif edemez.
Bazı çağlarda bazı insanların ortak kaderi vardır. Maalesef kadınlarımızın -bir dişil olarak bunu yazmak çok zor- çağlar boyu değişmeyen ortak kaderi savaş sırasında her türlü acıya maruz bırakılması. Erkeğe hizmet için kullanılması. Hor görülmesi.
Dil, din, ırk gözetmeksizin ortak yazgısı bu kadının.
Beyaz Kasımpatı Kore edebiyatına ait bir eser. 2. Dünya Savaşı sırasında Japonların Koreyi işgal etmesi ve kadınları ‘seks kölesi’ yapmak amacıyla toplaması anlatılıyor genel anlamda. Hem geçmiş hem günümüze geçişler yapılıyor. Bu da okuyucuyu meraklandırırken aynı zaman da okuyucuya soluk aldırıyor. Hana ve Emi adındaki iki kız kardeşin öyküsünü bir solukta okuyacaksınız.
Ben kitabı çok beğendim, çok etkilendim. Umarım okuyan herkese bir ders verir. Özellikle savaş başlatanlar okur da hiç önemsemedikleri insanların neler yaşadıkları hakkında fikir sahibi olurlar.
Bosna’dan Kore’ye nerede bir kadın acı çekmişse umarım ruhları huzur bulur. Bir beyaz kasımpatı da benden dünyadaki acı çeken tüm kadınlara...