Maurice Dobb

Maurice DobbKapitalizmin Dünü ve Bugünü yazarı
Yazar
8.5/10
4 Kişi
28
Okunma
3
Beğeni
833
Görüntülenme

Hakkında

Maurice dobb 24 Temmuz 1900'de Londra'da doğdu, Walter Herbert Dobb'un oğlu ve Eski Elsie Annie moir.Dobb ve ailesi Londra'nın bir banliyösü olan Wilesden'da yaşıyorlardı. Dobb, Harrey'deki Charterhouse Okulu'nda, bağımsız bir yatılı okul olarak eğitim gördü.[2] annesinin ölümünden sonra yazmaya başladı, ilk gençlik yıllarında, ve gizli, içe dönük kişilik arkadaşı bir ağ inşa etmesini engelledi. İlk romanları kurgusal fantezilerdi. Dobb, babası gibi, annesinin ölümünden sonra Hristiyanlık bilimi üzerine çalışmaya başladı.; aile daha önce Presbyterian Kilisesi'ne aitti. Kasım 1918'de yapılan Ateşkes ile ordudan kurtarılan Dobb, 1919 yılında cambridge'de Pembroke Üniversitesi'ne ekonomi okumak için bir Teşhirci olarak kabul edildi.[3] dobb, 1921 ve 1922 yıllarında ekonomi tripos'un her iki alanında da ilklerini kazanarak Londra ekonomi yüksek lisans programına kabul edilmiştir.[3] 1924 yılında doktora başarısını takiben, Dobb, üniversite öğretim üyesi olarak görev almak için Cambridge'e döndü.[3]] 1920 yılında, Pembroke Koleji'nde dobb'un ilk yılından sonra, John Maynard Keynes, dobb'u siyasi ekonomi kulübüne katılmaya davet etti ve mezuniyet sonrası Keynes onu cambridge'de bir pozisyon elde etmesine yardımcı oldu. Dobb öğrencileriyle komünist inançları hakkında açıktı. Öğrencilerinden Victor Kiernan, daha sonra şöyle dedi: "o zaman Marksist teoriyi asimile etmek için çok fazla zamanımız yoktu.; sadece İngiltere'de kök almaya başlamıştı, Maurice donovb Cambridge'de olağanüstü bir oymacıya sahip olmasına rağmen."[4] dobb's house, "St Andrews" Chesterton Lane, yerel olarak "kızıl saray"olarak bilinen Cambridge komünistler için sık sık buluşma yerdi
Tam adı:
Maurice Herbert Dobb
Unvan:
İngiliz ekonomist yazar
Doğum:
Londra, Birleşik Krallık, 24 Temmuz 1900
Ölüm:
Cambridge, Birleşik Krallık, 17 Ağustos 1976

Okurlar

3 okur beğendi.
28 okur okudu.
43 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Birey olarak kapitaliste ya da şirketlere en üst düzeyde kâr sağlarken toplumun büyük bir kesiminin çıkarlarıyla çelişkiye düşen durumlarda, ki bu durumların sayısı oldukça kabarıktır, kapitalistler korunurken toplumun geri kalan kısmı gözden kaçar. Bunun sonucu ücret karşılığı sistemin tüm işini gören yığınların refahı bir kenara itilir. Kapitalizm pazar düzeniyle çalışan bir sistem olduğundan, önemli olan neyin üretileceğine karar veren ve büyük lokmayı kapan şişkin cüzdanların gücüdür.
Kapitalizmin yükselişinde dönüm noktası, mekanik gücü (önce su, sonra buhar gücü) üretime koşan bir dizi teknik yeniliğin, üretim sürecini, ev ya da zanaat atölyesinden fabrikaya aktardığı, bir ya da bir grup insanın elle çalıştırılan alet ve makinalarla yaptığı üretim yerine ilk önce düzinelerce daha sonralar yüzlerce işçinin ekip çalışmasına dönüştürdüğü, «endüstri devrimi» denilen aşamadır. Günümüz Amerikan yazarlarının güncel benzetmeler bulup, devrim sözcüğünü hararetle reddederek endüstrileşmenin «kalkış» noktası olarak nitelendirdikleri ve ardından sermaye birikimi ve iktisadi gelişmenin kendi momentlerine ulaştıklar canalıcı değişim, işte bu dönüm noktasına tekabül eder.
Reklam
Günümüzde piyasada hakimiyet sağlama yollarından en geçerli olanı yeni bir biçim ya da modelde, yeni bir etiket ya da markayla «özellikli ürün» yaratmaktır.
Sayfa 32
On dokuzuncu yüzyıldaki atalarımız aşırı iyimserliğe kapılarak aldandılar ve insan bencilliğine sınırsız özgürlük tanıyan politik bir rejimi kabul ettiler. Eğer biz şimdi, kapitalizmin kaçınılmaz sonuçlarıyla yüz yüze gelince umutsuzluğa kapılırsak, özgür ve eşit bir toplum için mücadele edemeyiz. Bünyan'ın Kutsal Savaş'ındaki kahramanlardan birinin söylediği gibi, "bu yüzden umutsuzluğa kapılmaya cesaret edemeyiz."
Sayfa 22 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
(..) kapitalizmin rekabetçi aşaması yoğunlaşma olgusunu beklerken, rekabetin varlığını yoketti. En azından eski biçiminde küçük işletmelerin pazardan daha fazla pay koparmak için mallarını sürekli ucuzlattıkları rekabet şekli yok oldu (bu durum daha sonra fiyat rekabeti diye adlandırıldı). Bu durumu sermayedeki yoğunlaşma, çeşitli biçimleriyle tekelin temelini hazırlayarak yarattı. Aslında tekel sözcüğü bir malın tek satıcısı olma anlamına geliyorsa da, iktisadi bağlamda tekel, bir metanın arzı ve dolayısıyla fiyatı üzerinde gözle görülür ölçüde etkili olma gücü anlamına geliyor. Doğal olarak bu bir derece sorunudur ve iktisadi yönden önemli olması için mutlak olması gerekmez. Eğer kapitalist bir şirket üretim politikasıyla pazar üzerinde ve dolayısıyla piyasa fiyatında belirli bir etkisi olacak kadar büyükse, onunla rekabet eden fazla sayıda küçük şirketler olsa da, belli ölçüde tekel gücüne sahiptir. Pazar üzerindeki hakimiyet tekel gücünün ölçütü olurken, yine bu olgu tekellerin nihai amaçlarına ulaşmalarında bir araç, bir vesiledir. Ve kapitalizmin hareketlendirici ve itici gücü kår olduğundan, tekellerin amacı üretimi kısıp fiyatı yükselterek kârını artırmaktır.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok