Mazhar Müfit Kansu sözleri ve alıntılarını, Mazhar Müfit Kansu kitap alıntılarını, Mazhar Müfit Kansu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ankara'ya gitmek zamanı yaklaşıyor. Hazırlanmak için lazım gelenlere emir verdim.
Sen de kesenin ağzını aç bakalım ..
Ben - Hangi kesenin ağzını, ağzı açılacak kese mi var ?
Mustafa Kemal Paşa - Şakayı bırakalım, yol için para lazım. Mevcudumuz nedir ?
Ben - Hangi mevcut, bir iki liramız var!
Mustafa Kemal Paşa - Çare düşünelim.
Ben - Çaresi, bankalardan biraz ödünç para almak.
Mustafa Kemal Paşa - Bu kat'iyen caiz değildir. Maluma bize İstanbul, yani Ferit Paşa Celali eşkıyası diyordu. Şimdi de bankaları soymağa başladılar diye aleyhimizde propagandalara başlarlar. Başka bir çare düşünelim.
Ekmekçiye bile verecek paramız kalmamıştı. Mustafa Kemal Paşa ile bu ciheti görüşürken bulduğum çareleri eskisi gibi kabul etmedi ve yarı geceye kadar hep düşündük ise de para tedariki hususunda bir karar ve neticeye vasıl olamadık. Çünkü bankalardan ve müessesattan ödünç bile olsa para almayı Paşa'ya bir türlü kabul ettiremedim. Ne yapacaktık? Benim bir kürküm vardı; Erzurum'lu Nafiz Bey'e müracaatla sattırılmasını rica ettim. Nafiz Bey: "Kanunusani içindeyiz, ne giyeceksin?" diye satmamakta ısrar ettiyse de bu ısrar, ne olursa olsun, kulağıma giremezdi. Aç mı kalacaktık?
- Yalnız vatanın ve milletin kurtuluşu yolunda çalışacağım ve İttihat ve Terakki ile herhangi bir münasebet muhafaza etmeyeceğim. Niçin ayrıca bir yemin ile bunu teyit edeyim. Yemin vicdanıma, irademe, söz ve kararıma karşı ancak itimatsızlığın bir nevi ifadesi olur.
Diyorum. Arkadaşlarım ve Kongre delegeleri samimiyetimden herhalde şüphe etmediler ki bu müstesna ısrarım karşısında beni Kongre'den atmaya kalkışmadılar. Bununla beraber, Hüsrev Sami Bey merhum, yıllar boyunca bu hareketimi unutmıyarak Eyüp Sabri Bey'e her vesile ile Büyük Millet Meclisinde:
- Bu İttihatçı değil, inatçıdır.
Der ve ilave ederdi:
- İnatçılığı yüzünden Kongre'den çıkarılacaktı amma, masumiyet ve samimiyeti ittihatçılığına galip görülmüştü!
"Maraş'ta Kayabaş mahallesinde sakin Bitlis defterdarının haremi hanım, Maraş'ta Avrupalıların ve yerli Ermenilerin iştirakiyle açılan mukatelede birçok Müslüman hanüınanlarının sönmekte olmasından ve zavallı Müslüman ailelerinin her nevi tecavüz ve taarruz altında kan dökmeğe mecbur kalmasından mütevellit ifratı teessürle hanesinden açtığı mazgallardan İslam mahallâtına hücum eden düşman üzerine ateş açarak sabahtan akşama kadar müsademe etmiş ve sekiz kişiyi telef etmeğe ve bir hayli mecruh verdirmeğe muvaffak olmuştur. Akşam üzeri karanlıktan bilistifade erkek elbisesiyle hanesini terketmiş ve kemali celâdetle mücahidini İslâmiye safları arasına karışarak Maraş'lı kardeşlerimizin teşkil ettiği abidei hamiyet ve besaleti tetviç etmiştir. Osmanlılığın bu ulvi ve fedakar kahramanını, Kuvayı Milli yenin bu büyük ve mukaddes hemşiresini bütün mevcudiyetimiz ile tebcil ederiz."(Hâkimiyeti Milliye Gazetesi)
Mustafa Kemal Paşa ile bu ciheti görüşürken bulduğum çareleri eskisi gibi kabul etmedi ve yarı geceye kadar hep düşündük ise de para tedariki hususunda bir karar ve neticeye vasıl olamadık.
Çünkü bankalardan ve müessesattan ödünç bile olsa para almayı Paşa'ya bir türlü kabul ettiremedim. Ne yapacaktık?
Benim bir kürküm vardı;
Sigara dumanından odanın içinde göz gözü görmez hale gelmişti. Mustafa Kemal Paşa:
-Kapıyı açalım, duman içindeyiz ve tam yarım saat sigara içmeyelim... dedi.
Fakat kahveler gelince, ilk önce kendi dayanamadı:
-Kahve sigarasız olur mu? Diyerek ilk sigarayı yaktı.
Mustafa Kemal Paşa - Kazım Karabekir Paşa, anlaşılıyor ki, hükümeti darıltmıyalım, İngilizleri kızdırmıyalım diye saman altından su yürütmek istiyor ve bu suretle sükunetle çalışalım, meydan okumıyalım demek istiyor. Halbuki ben, canım kadar sevdiğim askerlikten niçin çıkarak milletin arasına girdim? Saman altı, su filan bilmem. Gizli çalışmayı
"Bir eli bıyığında, diğer elinde otuz üçlü bir tesbih, muttasıl sinirli hatvelerle koridorda mütemadiyen dolaşan birini görseniz, bu Mazhar Müfit Bey'dir"
"Herhalde mukadderata hâkim bir iradesi milliyenin müdahaleden masun bir surette zuhuru ancak Anadolu'da muntazırdır..."
Mukadderat: Yazgı.
Masun: 1. Korunan, korunmuş. 2. Saklanmış.
Zuhur: Ortaya çıkma, görünme, belirme, baş gösterme, meydana çıkma.
Muntazır: Bekleyen, gözleyen.
Sayfa 84 - Türk Tarih Kurumu Basımevi - Ankara, 4. Baskı - 1997Kitabı okudu