Allaha Allahın dediği gibi iman etmek zorundayiz ve bugün eksik olan da budur.
Herkesin kendi kafasında ve kalbindeki Allah inancinin geçerli olup olmadığının sağlamasını yapmak zorundadır
Mağlup iken de izzetli olunabilir, mahkum iken de, eller zincirliyken de izzetli olunabilir, güçsüz ve çaresizken de izzetli olunabilir, fakru zaruret içerisindeyken de haysiyetli olunabilir.
Hudeybiye anlaşmasına ihanet eden Kureyşliler, Müslümanların Mekke'ye savaş açacaklarını bildikleri için korkuya kapıldılar ve bunu önlemesi için (o zaman henüz Müslüman olmamış) Ebu Sufyan'ı Medine'ye gönderdiler, o da doğruca kızı Ümmü Habibe'nin (ra) evine iner.
Ebu Sufyan, kızının evinde ortalıkta duran bir mindere oturacağı sırada Ümmü Habibe validemiz babası Ebu Sufyan'ın altından minderi hemen çekiverir.
Ebu Sufyan şaşırır, kızının bunu niçin yaptığını anlayamaz, acaba minderi mi kendisine layık görmedi, yoksa kendisini mi mindere layık görmedi. Sebebini sorduğunda:
"Sen pis bir müşriksin, bu minder Rasulullah'a aittir" buyurur.
Mümin, kendisinin sahip olduğu izzetini unutuvermesi, kafirlerin zelil olduğunu hatırından çıkarması ve onlara layık olmadıkları izzetli muamelesi yapması demek, imanını unutuvermesi demektir.