Dağı Yerinden Kaldırmak
Merd-i zarifin birisi Gur beldesinde bir köye vardı ki, o köyün kuzey tarafında, köyün havasını kesen yüksek bir dağ vardı. Nüktedan adam köylülere, “Ben bu dağı buradan kaldırıp köyünüze hava gelmesini temin ederim” dedi. Köy halkı çok memnun oldu ve “Büyük iyilik etmiş olursun, çünkü havanın gelmemesi canımıza tak etti” dediler.
Adam, “Bunu yapacağımı taahhüt ederim. Yalnız, siz de bir yıl beni yanınızda barındırıp yiyeceğimi ve içeceğimi karşılamayı ve yıl sonunda dağı yok ettiğim zaman da bin altın vermeyi taahhüt etmelisiniz” dedi ve böylece anlaştılar.
Gerçekten, bir yıl, nasıl istediyse adamı o şekilde misafir ettiler. Yıl tamamlandığında köy halkı gelip, ”Zamanımız doldu, dağı buradan kaldırmalısın” dediler. “Başüstüne, ben de onu düşünüyordum. Bu köyde ne kadar ip varsa bana getirin” dedi. Köyde olan tüm ipleri getirdiler. Adam, ipleri uçlarından birbirine bağlayıp, tek bir ip şekline koydu ve dağı dolaştırıp ve ipin ucundan tutup, arkasını dağa verip, köylülere, “Siz bu dağın etrafına gidin ve hepiniz birden kaldırıp sırtıma yükleyin, ben de yüklenip başka yere götüreyim” dediğinde, köy halkı, “Sen deli misin,biz bu dağı nasıl kaldırabiliriz?” diye adamı ahmaklıkla suçladıklarında, adam, 'Deli ve ahmak ancak sizsiniz ki, şurada bin kişiden fazla varsınız, bu kadar kişi kaldıramadığınız dağı yalnız başına benim kaldırmamı istiyorsunuz” dedi.