Mehmed Şemsettin Günaltay

Mehmed Şemsettin Günaltayİslam Öncesi Araplar ve Dinleri yazarı
Yazar
8.8/10
23 Kişi
90
Okunma
17
Beğeni
2.828
Görüntülenme

Hakkında

Mehmet Şemsettin Günaltay (1883, Kemaliye, Erzincan - 19 Ekim 1961, İstanbul), Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. başbakanı, tarihçi ve eski Türk Tarih Kurumu başkanı. Bugünkü adı Kemaliye olan Eğin'de 1883 yılında doğdu. Babası, müderris İbrahim Edhem Efendi, annesi ise Sâliha Hanım idi. Küçük yaşta İstanbul'a gelerek önce Üsküdar'da Ravza-i Terakki Mektebi'nde, sonra Vefa İdâdîsi'nde okuyarak[1] Cumhuriyet devrinde adı Yüksek Öğretmen Okulu olarak değiştirilecek Dârülmuallimîn-i Âliye'ye devam etti. 1905 yılında bu okulun Fen Şubesi'nden birincilikle mezun oldu. Bu arada, özel olarak Arapça ve Farsça derslerine devam ederek dini ilimlerde kendisini yetiştirdi. Ayrıca Fransızca öğrendi. Meslek hayatına İstanbul Dârüşşafaka'da Hendese Muallimliği (geometri öğretmenliği) ile başlayan Mehmet Şemsettin, daha sonra Kıbrıs İdâdîsi'nde müdür muavinliği ve müdürlük yaptı. Başarılı bir öğretmen ve iyi bir idareci olan Şemsettin, tabii ilimler okumak üzere Maarif Nezâreti tarafından 1909 yılında İsviçre'nin Lozan Üniversitesi'ne gönderildi. Bir yıl sonra yurda döndükten sonra, bu defa Midilli İdâdisi'nde ve İstanbul Gelenbevi İdâdîsi'nde müdürlük yaptı. İstanbul Dârülfünunu'nda yapılan 1915 reformu sırasında Edebiyat Fakültesi'nde Türk Tarih ve Medeniyet Tarihi müderrisi olan Mehmet Şemsettin aynı zamanda dönemin en yüksek medresesi sayılan Süleymaniye Medresesi'nde de Dinler Tarihi müderrisi idi. 1919 yılında ise Edebiyat Fakültesi İslâm Kavimleri Tarihi ve Süleymaniye Medresesi İslâm Felsefesi müderrisliklerine tayin olundu. 1924 yılında Dârülfünun İlahiyat Fakültesi'nde İslâm Tarihi ve Fıkıh Tarihi müderrisi ve aynı zamanda Fakülte Sekreteri olmuştu. Ertesi yıl bu fakültede Dekanlık görevine getirildi. 1933 Üniversite Reformu'ndan önce İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi ile İlâhiyat Fakültesi'nde Türk Tarihi, İslâm Tarihi ve Medeniyet Tarihi dersleri vermekteydi. Milletvekilliği devam etmek suretiyle Dârülfünun'un İstanbul Üniversitesi'ne dönüşmesinden sonra da Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde Ortaçağ Tarihi dersleri vermek üzere Ordinaryüs Profesör olarak atandı. Bu sırada Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kuruldu ve orada da dersler verdi. Ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra, Hasan Âli Yücel'in Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı döneminde (1938-1941) ya milletvekilliği ya da hocalığı tercih etmesi istenmiş; bunun üzerine Ord. Prof. Dr. Mehmed Fuad Köprülü (1890-1966) ve Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı (1888-1977) ile birlikte hocalıktan ayrıldı ve yalnız siyasetle meşgul oldu. Bununla birlikte tarihî konulardaki araştırmalarına aralıksız devam ettirdi. Mustafa Kemal'in isteği ile, 1931 yılında Türk Tarih Kurumu adını alan kurumun kuruluşundan itibaren kurucu üyesi oldu ve 1941 yılında bu kurumun başkanlığına seçilerek bu görevini vefat ettiği 1961 yılına kadar 20 yıl sürdürdü.
Unvan:
Türk Politikacı, Yazar
Doğum:
Erzincan, Türkiye, 1883
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 1961

Okurlar

17 okur beğendi.
90 okur okudu.
4 okur okuyor.
115 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hz. Muhammed'in İslam dinini yaymaya başladığı dönemde kadın, yeryüzündeki bütün milletler arasında hakaret ve zelilliğe mahkum edilmişti ve esaret altında bulunuyordu.
Reklam
Araplara göre uçsuz bucaksız çölleri dolduran ruhlar (yerel) birer ilah olup her biri özel bir vadide ikamet ederdi. Bu yüzden Araplar seyahatleri sırasında bir takım felaketlere uğramamak için o yerlerin özel ruhlarına sığınırlardı.
...Araplar, ölen bir kimsenin ruhunun cesedinden ayrılarak kabirden çıktığına inanırlardı. Hatta eğer bu kişi katledilmiş ve katilinden intikamı alınmamışsa kuş şekline giren ruhunun, mezarının başında sürekli beni sulayın diye bağırdığına inanılırdı.
Cahiliye döneminde bir baba kızını istediği adam ile evlendirebilirdi. Kızın veya erkeğin rızasını almaya gerek görülmezdi.
"İslam felsefesi" klişesiyle ifade edilmekte olan fikri akım, hakikatte İslami bir felsefe değil, kadim Yunan felsefesinin İskenderiye örtüsüne bürünmüş, İslami tabirlerle ifade edilmiş bir uzantısıdır. Asıl islam felsefesini, çeşitli kelam okullarında aramak gerekmektedir.
Mehmed Şemsettin Günaltay
Mehmed Şemsettin Günaltay

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
83 syf.
2/10 puan verdi
Ağır Dil
Çok ağır bir dil var. Osmanlıca, farsça, arapça lugat bilmeyenler dışında önermiyorum. Akademik anlamda referans arayanlar icin doğru adres olabilir. Sözlük ile okunması herkes icin daha faydalı olacaktır.------
Orta Çağ İslâm Dünyasında Bilim Tarihi Makaleleri
Orta Çağ İslâm Dünyasında Bilim Tarihi MakaleleriMehmed Şemsettin Günaltay · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 20205 okunma
368 syf.
2/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Kitabı beğenmedim. Birçok konuda haklılık payı var. Özellikle islamın ilk çıktığı dönemler ve tahribata uğradığı dönemlerden bahsederken kaynaklar ile konuşuyor. Ancak yazar sadece Sünni İslamın gerçek olduğunu söylüyor. Tüm diğer mezhep ve inanışların bozulduğunu açıklıyor. Özellikle Alevilik-Bektaşilik kısmından sapkınlık olarak söz etmiş. Bu insanların vatan sevgisi hislerinin olmadığını yazmış. Bu kadar sığ bir düşünce olabilir mi? Peki yazar Sünni İslamın orijinal kalabildiğinden nasıl bu kadar emin? Ayrıca yazılan tarih göz önüne alındığında Sünni İslamın yaptığı kıyımlardan ileride nasıl bahsedilecek acaba? Yapılan birkaç münferit olay tüm mezhebe, ırka mal edilebilir mi? Açıkcası bu ülke sınırları içerisinde ikiyüzlülüğün, ahlaksızlığın, namussuzluğun dini mezhebi yok diye düşünüyorum. Maalesef eğitimsiz ve cahil bir toplumun başka bir seçeneği de yoktur. Ancak yine ülkemizdeki islam için düşündüğümüzde Allah inancını kendi ile Allahı arasında yaşayan tüm inananların ki bunların gösterişten uzak Sünni müslüman veya Alevi-Bektaşi olmalarının bir önemi yok; bu ülkenin din adına yapıtaşlarından olduğunu düşünmekteyim.
Hurafeler ve İslam Gerçeği
Hurafeler ve İslam GerçeğiMehmed Şemsettin Günaltay · Marifet Yayınları · 07 okunma
83 syf.
9/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Kitapta uzun yıllar boyunca milletvekilliği ve Türk Tarih Kurumu başkanlığı yapan Şemsettin Günaltay'ın 1912-1913 yıllarında Sebilürreşid Dergisinde yayınlamış olduğu Orta Çağ İslam dünyasında fen ve felsefe, Mısır'da yetişen alimler, gene o yüzyıllarda kurulan kütüphaneler, rasathaneler ve hastanelerle ilgili makaleleri bulunmaktadır. Bu makaleler Osmanlıcadan direkt Latinize edildiği ve günümüz Türkçesine uyarlanmadığı için eski tarihi metinlerle haşır neşir olmayanlar için okuması oldukça ağırdır. Eserin sonunda verilen sözlük bir nebze rahat okunmasını sağlayabilir.
Orta Çağ İslâm Dünyasında Bilim Tarihi Makaleleri
Orta Çağ İslâm Dünyasında Bilim Tarihi MakaleleriMehmed Şemsettin Günaltay · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 20205 okunma