En Eski Mehmed Şerefeddin Yaltkaya Gönderileri
En Eski Mehmed Şerefeddin Yaltkaya kitaplarını, en eski Mehmed Şerefeddin Yaltkaya sözleri ve alıntılarını, en eski Mehmed Şerefeddin Yaltkaya yazarlarını, en eski Mehmed Şerefeddin Yaltkaya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1- Sırrını herkesten sakla... Ve daima kuşkulu ol... Çünkü akıllı olmak demek kuşkulu olmak demekten başka birşey değildir.
2- Eğer sırrını saklarsan, sırrını saklamakta devam edersen ve daima kuşkulu olursan; sır, senin esirin olur... Yok... Onu faşedecek olursan o zaman sen onun esiri olursun...
Sayfa 115 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Zaman böyledir... İnsanları mahveder.
Sayfa 5 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Sabret! Dünya meşakkat ve mukavemet dünyasıdır.
Sayfa 41 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Eskiden Türkler İslam'ın Hem Kılıcı Hem Kalkanı İdi
Muhammed'in dinine müjdeler olsun!.. Bugün öyle bir zümre (Türkler) vardır ki onlar o dinin temellerinin sarsılmasının önüne geçmiştirler.
Sayfa 68 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Tunus Hükümdarı Emîr Muhammed'in Urbana (Bir grup bedevî isyancı) Tuzağı
Sarayına döner dönmez Kurtubalı Omrun denilen bir mimarı çağırıp sarayının sahasında eni boyu kırkar arşın üç kapılı taş bir kubbe yaptırmak istediğini söyledi ki bu kapıların biri; üzerinde adları yazılı olan Araplara, biri de hizmetçilere mahsus olacak ve biri de kendisine mahsus olmak üzere gizli bir kapı bulunacak idi.
Kubbenin tebeşir ile
Sayfa 103 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Türkler harp zamanlarında avları kendilerinin önlerinden hiçbir suretle, hiçbir kuvvetle alınamayan aslanlardır.
Sayfa 124 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Zaman kişiyi dün hakikat iken bugün hayal yapar. Dün müpteda iken bugün tarih yapar.
Sayfa 124 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Yarınki Emelin peşinde gidenler emellerini kapmadan evvel, onları eceller kapar. İşte yer yüzündeki padişahların en büyüğü olan Sultan Baybars bir ibret değil midir?
Sayfa 124 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
(Sultan Baypars) 672'de (1273) Dımaşk'ta (Şam) iken, Abaka'nın (Moğol İlhanlı Hükümdarı) Musul'a geldiğini ve oradan da Şam'a geleceğini duyması üzerine Şam'ın belli başlı kimselerini ve kadıları toplayarak Tatarların gelmekte olduklarını söylemiş ve bunun için yardım istemişti.
Şam ve civarı ahalisi Baypars'ın istediği miktardaki askerleri teçhiz edeceklerdi. Bu hususta ittifak husule gelmişti.
Bundan sonra Baypars Darü'l-Adl'de (Divan-ı Mezâlim) bulunuyorken muhaddislerden Muhyiddîn Yahya en-Nevevî içeri girmiş ve içeride bulunanlar bu zata hürmetle ayağa kalkmış idiler. Baypars bu zatın kim olduğunu sorup öğrendikten sonra ne istediğini sormuş ve bu da kendisine nasihat etmek için geldiğini söyleyerek sözüne şu yolda devam etmiştir: "Duydum ki sen ahaliden yardım istemiş ve onlara bir teklifte bulunmuşsun. Halbuki yirmi bin dirhem verip bir köle alıyor ve onların bellerine üzerleri mücevherli kemerler kuşatıyor ve altınlı eğerlere bindiriyorsun. Eğer sana halktan bir nesne almak için cevaz gösteren bir kimse çıkar ve sana bu hususta bir fetva verirse Tanrı'ya ve Tanrı'nın Resulüne iftira etmiş olur. Senin böyle bir yardıma ihtiyacın yoktur." Bunun üzerine Baypars buna:
"Bir evin ve bir bostanın varsa senden bir nesne alınmamak hususunu emredeyim" dedi.
Nevevî buna karşı şöyle dedi:
"Ben kendim için gelmedim. Tanrı ve Tanrı'nın Peygamberi için Müslimlerin hukukunu müdafaa için geldim." Bu sözü söyleyen Nevevî bundan sonra kalkıp dışarı çıktı.
Ateş kesilmiş olmasına rağmen Baypars, Nevevî'yi haklı bulmakla ahaliye olan teklifini azaltmış ve hakkında lütufta bulunmuş idi.
Sayfa 138 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
