1933 yılında Zonguldak’ta doğdu. Galatasaray Lisesi’nde öğrenim gördü. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'nden mezun oldu. 1970’li yıllarda Bugün gazetesini günlük olarak, Yeni İstiklal ve Büyük Gazete’yi haftalık olarak yayınladı. Bu yayınlar kapandıktan sonra Son Havadis ve Son Çağrı başta olmak üzere bir çok yayın organında makaleleri yayınlandı.
Çocuklarımız doktor olacak, mühendis olacak, teknokrat olacak, onlara edebiyat gerekmez zihniyeti ne kadar gülünç, ilkel, bedevî, geri zekâlı bir zihniyettir.
Birincisi: Ömrünün ölümüne iman ile bitişmesi, ahirete hüsn-i hatime ile gitmesi.
İkincisi: Allah’ın fazlı, keremi, lütfu, inayeti ile cennete konulması.
Üçüncüsü: Cennette Cemalullah’ı görmekle şereflenmesi.
Mehmed Şevket Eygi ağabeyden altın niteliğinde kitaplık için bir mükemmel öneri
"Allah gerçek bir Janustur diyerek, kemal sıfatlarla sıfatlı, noksan sıfatlardan münezzeh Allah-ü Tealayı iki çehreli bir Roma putuna benzeten zındığın kitaplarını alma, okuma."
Merhuma Allah'tan rahmet diliyorum kalemine sağlık.
Ehli Sünnet nedir, ehemmiyeti nedir eğip bükmeden kaleme almış.
Allah Rasulüne, sünnete, sahabeyi kirama "ama" sız ve fakat"sız nasıl sahip çıkılır ortaya koymuş.
Mustafa Armağan, Mehmet Şevket Eygi, Kadir Mısırlıoğlu, Necip Fazıl Kısakürek, Rıza Nur bu gibi adamların yazdığı kitaplar ve söylediği sözler malesef ki tarihe geçiyor ve 100 sene sonra Türkiyede gerçek tarih gibi okutulacak. Bu isimler ünvanları ne olursa olsun güdümlü ve yandaş tarih yazan ve doğrusunu biz yazıyoruz diyerek insanları kandırmaya çalışan kişilerdir. Ağızları ve kalemleri çok iyi iş yapıyor özellikle Mustafa Armağan tam bir Twitter tarihçisi, olayları çarpıtarak, yalan yanlış şeyler söyleyerek, resmi hiç bir kaynak göstermeden şundan duydum şundan gördüm diyerek tarih yazılmaz. Bir konunun birden fazla kaynağı olacak ki gerçek olduğuna şüphe olmasın uydurulan resmi belgeler ile olmaz bu işler. Bir de tarih yazmasa insan hatırlar kimden duydunuz benim dedemi istiklal mahkemesinde asmışlar diye yada dedeme şunu yapmışlar diye hepsi yalan unutmayın bir yalan ne kadar büyük olursa inananı o kadar çok olur. Bende bir tarihçi olarak diyorum ki tarih asla tek bir kaynaktan öğrenilmez olaylarının devlet arşivleri, dönemin hatıratları ve yazılı metinlerinin hepsini okuyup analiz etmeniz lazım ki hangisi yalan hangisi doğru ortaya çıksın. Kitle psikolojisinde bir sav vardır bir şeyin gerçek olması önemli değil dir önemli olan gerçek gibi algılanması dır.
Hep tarihi resmi tarih kitaplarında olduğu gibi(nasıl öğrenmemiz istendiği gibi anlatılan yani gerçek tarih değil üretilen tarih)bilirdik.oysa bu kitabı okuyunca tarihin öyle olmadığını anlıyor insan.doğru bildiklerim nekadar doğruymuş bu kitapla resmen sorguluyor insan!..