Mektepte bize her gün bir araba laf ezberletiyorlardı fakat denizi sevmeyi öğretmek hiç kimsenin aklına bile gelmemişti. (...) Mektepte bize dünya kadar şehir isimleri ezberletmişlerdi. Fakat yanı başımızdaki dağa, ayağımızın altındaki otlara severek bakmayı telkin etmek hiçbir hocanın aklından bile geçmemişti.
O devrin terbiyesinde korku hâkimdi. Allah korkusu, padişah korkusu, ana-baba korkusu, hoca korkusu, polis korkusu, korkusuoğlu korkusu...
Ezici bir hava, şahsiyeti yok edici bir baskı!..
Öyle bir zamana denk gelmiş çocukluk ve gençlik ki onlarınki biri diğerinin devamı olan iki devlet olsa da birbirinden farklı iki kültür, iki ayrı eğitim sistemi...
Sıbyan (mahalle) mekteplerinde Arap harfleriyle aldıkları eğitimi Hasan Ali Yücel: "Bu ne zor şeydi Allah'ım! Arapça bilseydik, yahut Arap çocuğu olsaydık iş yarı yarıya