Vaatlerin düşürdüğü kale beni utandır
göz göze gelmesek bile bizi toprak kurtarır bakırdan konuştuk kahvaltıda sevgilimle
bir vefa kalmayan ok ile yaydan hattâ üç aylardan
Planlar mı yapıyorsun
Tanrı gülüyor buna...
Tanrı gülmediği anlat da bağışlar
İnsan uzak düşünce Tanrı'sına
Ağlamayı yakıştırır yazıklanmayı da
Olmadı gülmeyi dener sonra
Kardeşine kaç el ateş ettin diye soracaklar sana
Ve kınayacaklar demek düştüğü yerde bıraktın onu
Gömseydin keşke hazır alacakaranlıkken
Elin ayağın tutuyorken hani derin olmasa da
Bir mezar kazsaydın ya da atsaydın bir uçurumdan
Gelip ağıdını yakardık seninle o zaman acını paylaşırdık
Yüz yırtardık tuz ekmek hakkı için yarana tuz basardık
Tam üç ay hasta yattım,
kendimi bilmeden
ve şehrin sokaklarını,
tavlada dübeş kapısını unuttum.
sevdiğim kızın yüzünü.
şimdi ne güzel, yeni baştan
yürümeye ve sevmeye başlamak!