Filmlerini muğlaklık ile nitelendirdiğimiz bir yönetmenin, kitapta yer alan ilk söyleşisinden son söyleşisine kadar neredeyse aynı şeyleri söylediğini, her bir eserinin aynı içtepiden beslendiğini görmek şaşırtıcı gelebilir, ancak sinemada "auter" kavramı da tam böyle bir durumu açıklar aslında. Esin kaynağının sinemadan daha çok edebiyat olduğunu da açıkça görebiliyoruz Ceylan'ın.
Ayrıca, filmlerinden çok neden yönetmenlerini anlamamız gerektiğine de çok güzel vurgulamış bir çalışma olmuş.Nice çalışmaların; Zeki Demirkubuz, Semih Kaplanoğlu gibi yönetmenlerimiz içinde olması temennisiyle...