Mehmet Naci Bolay

Mehmet Naci Bolayİbn - i Sina yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
9
Okunma
1
Beğeni
379
Görüntülenme

Mehmet Naci Bolay Sözleri ve Alıntıları

Mehmet Naci Bolay sözleri ve alıntılarını, Mehmet Naci Bolay kitap alıntılarını, Mehmet Naci Bolay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zihnin ve ilmin müşterek konusu kavramdır. Kavramlar varlığa bağlıdır. Ancak var olanların bilgisini edinebiliriz, bu bilgiyi de kavramlarla kazanabiliriz. Bundan dolayı kavramları hazırlayan zihnimiz dolayısıyla mantık, bilgi nazariyesi ve varlık problemiyle ilgilidir.
Reklam
Öz varlıktan ayrılmaz. Çünkü ancak varlığını bildiğimiz nesnelerin özünü de bilebiliriz.
Mahiyetlerin izafeti hakkında söylenenler vücudu olmayan bir şeyin herhangi bir şekilde muzaf olabileceğinden ötürüdür.
İbn-i Sina'ya göre zati olmayan her şey arazidir. Bazıları bu konuda hataya düşmüşlerdir. Onlar araziyi, cevherin karşıtı olan araz zannederler ki doğru değildir. Çünkü arazî bazan cevher ola bilir. Beyaz gibi. Halbuki araz cevher olamaz. Beyazlık gibi.
Reklam
Farabi'ye göre, külli cevherler, küllî olmak hasebiyle, varlığında şahsi cevherlere muhtaçtır. Külli cevherler bazı konulara yüklem olurlar. İşte küllî cevherlerin yüklem olduğu konular şahsî cevherlerdir. Ancak, küllî cevherlerin varlığında bazı konulara muhtaç ol- ması onları cevher olmaktan çıkarmaz.
Cevher
Farabî, bütün bunların şahıs (fert) larına şahsî cevherler der. Bunların cinsleri ve nevilerine ise küllî cevherler adını verir. O, şahsi cevherlere ilk cevherler, küllî cevherlere ikinci cevherler demektedir. Çünkü şahsi cevherler küllî cevherlerden daha önce cevherdir; varlık olarak da küllilerden daha mükemmel ve öncedir. Başka deyişle şahsi cevherler varlıklarının oluşunda kendi kendilerine yeterlidir. Yani var olmak için başka bir şeye muhtaç değildir. Diğer ifadeyle bunlar varlığında asla bir konuya muhtaç değildir. Çünkü ne bir konunun içinde ne de hakkında değildirler.
Demek ki İslâm mantıkçıları bilginin kazanılmasının iki merhalede cereyan ettiği görüşündedirler. Bu duruma göre, ilk merhalede eşyayı tasavvur ederiz. İkincide bu tasavvurları başka tasavvurlara bağlayarak olumlu ve olumsuz şeklinde onları tasdik ederiz.
Mantık doğru düşünmenin ilmidir. Düşünme ise bilmenin belli bir şekli, belli bir nevidir. Tasavvurlarımız düşüncenin mahsulüdür. Bundan ötürü genel olarak mantık, özel olarak tasavvurlarımız bilgi nazariyesinin bir bölümüdür. Düşünmek doğru bir düşünme olmak ister. Bunun gibi bilmek ve doğru bilgi olmak gerekir. Öyle ise bilgi nazariyesi ve mantık ancak doğruya yönelmiş olan, doğruyu amaçlayan bilme ve onun bölümü olan düşünme ile uğraşırlar.
Reklam
Araz için dokuz yüksek cins vardır. Bunların da altında orta nev'iler vardır. Bu en son nev'e kadar devam eder. Bu dokuz yük sek cins için de bölücü fasıl, her son nev'i için yapıcı fasıl, orta cinsler için ise yapıcı ve bölücü fasıllar vardır.
O'na göre cisim gibi hayvandan daha umumi olan yani bir cinsin uzak cinsi olan şey, hayvanın müşterek mahiyeti olamaz. Aksine müşterek mahiyetin bir cüzü olur. Duygulu ve irade ile hareket eden hayvanı beraberce meydana getiren iki fasıl olarak farzettiğimiz takdirde bunlar tek başlarına mahiyeti göstermezler.
Mantığın ontolojik alanda zihne hareket imkanı veren yöntemleri tayin ettikleri aşikardır. Fikirlerin birleşme ve ayrılmalarını yapan ise bu yöntemler değildir. Mantık fikirlerin birleşme ve ayrıl malarını, özlerin ve cevherlerin münasebetlerini araştıran metafizikten almıştır.
İbn-i Sina'ya göre, herşeyin gerçek alemde varlığını veya zihinlerde tasavvurunu gerçekleştiren, cüzleriyle birlikte bulunan bir mahiyeti vardır. Bir şeyin her iki varlıktan biri ile var olmaksızın ve kendisini yapıcı olmayan bir hakikati olabilir. Bu tak- dirde varlık onun bu hakikatına lazım veya lazım olmayan izafi bir manadır. Bu bakımdan varlığın sebepleri mahiyetinin sebeplerinden başkadır. İnsanlık gibi. Zira onun kendsiine göre bir hakikatı ve mahiyeti vardır.
İlk ilim olan tasavvur, tanımla ve onun yerine geçen bir şeyle kazanılır. İnsan mahiyetini, güneşi, ayı tasavvur etmemiz gibi. Tasdik ise kıyas ve onun yerine geçen bir şeyle kazanılır. Bizim bütün için bir ilke olduğunu, semâvâtın oluş içinde gerçekleş tiğini tasdik etmemiz gibi. Mantığın konusunu teşkil eden tanım ve kıyas iki alettir. Bu iki aletle bilinen tasavvurlar vasıtasıyla bilinmeyenin tasdikine ulaşılır. Böylece daha önce bilinmeyenler bu vasıta ile malum olurlar. Başka ifade ile mechullerin bilgisi edinilir.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.