-Peki sen hangisi olmak isterdin dedecim?
-Eskiden olsa balık olmak, denizlerde özgürce dolaşmak isterdim.
- Şimdi öyle düşünmüyor musun?
-Şimdilerde ne istediğimden çok emin değilim. Uçurtmanın uçabilmesi rüzgara, balığın yaşayabilmesi denize bağlı. Özgürlük dediğin şey ise zaten yok. İster gökyüzünde uçurtma, ister oltanın ucunda balık ol hiç farketmiyor. Olta ya da seni tutan ip hep oluyor. Ya oltaya takılıyorsun günün birinde, ya da en başından beri ipini tutan birileri oluyor.
Yolculuk sırasında biraz da hocam ile muhabbet etmek amacıyla hekim olmayı nasıl seçtiğini sormuştum. Hocam ise sorumu yanıtlamak yerine camdaki su damlalarını işaret ederek, "Mesele hangisi olmak istediğin" diye yanıtlamıştı. Sonra hayatlarımızın yağmur damlalarına benzediğini, çoğunun birbirine karışıp aktığını, bazılarının tek başına durup ayna gibi ışığı yansıttığını az bir kısmının ise içine aldığı ışığı renk tayfı haline getirdiğinden söz etti. "O yüzden önemli olan ne olduğun veya nasıl olduğun değil, hangisi olmak istediğin" dedi.
Hayata Misafir bir öykü kitabı. Yazar 34 öykü sığdırmış 230 sayfaya. Öykülerin konularının genelde, en azından 20 yaşının üstündekilere hitap edeceğini düşünüyorum. Konular günlük hayattan seçilmiş yani heyecan verici, şaşırtıcı şeyler yok. Ben öykü kitaplarını çapraz okumalarla okumayı tercih ediyorum. Genelde fantastik okumama rağmen bu kitabın içerisindeki mini öyküler beni sıkmadı. Sade bir dille yazılmış.Öykü kitaplarına ilginiz varsa, uzun romanların yanında kısa öyküler de okumayı seviyorsanız göz atmalısınız