Mehmet Yılman

10.0/10
2 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
167
Görüntülenme
Bugün dilimize Arap İslam istilası ile geçip de Göktürkler döneminde dilimizde olamayacağına kesin gözü ile bakılan "akıl' ve esir' sözcükleri ile yine Farsça'dan İslam'ın kabulü ile alındığı ve öncesinde olamayacağı düşünülen 'bir, tek, yalnız' anlamındaki "yek' sözcüğü de Tuñayıkık Yazıtında tıpkı bugün kullanıyor olduğumuz gibi kullanılmıştır.
Sayfa 225Kitabı okudu
Taşı kuyudan çıkarmak kolaydı da ah kuyuya taşı atan akıllı değil de deli olsaydı.
Türk mitoloji ve düşünce sisteminde ise Akkurt bilgeliği ( ki halen aksakallı dede olarak süregelen bir inanıştır) Gökkurt ise savaşçılığı temsil eder. Akkurt bilge, Gökkurt savaşçı demektir.
Sayfa 209Kitabı okudu
Doğrusu kendi çağında Bilge Tuñayıkik, Atatürk gibi derinliği olan öylesine bilgili, görgülü, ileri görüşlü birisidir ki; bugün bu satırları Türkçe yazabiliyor olmamda Atatürk kadar; belki de daha fazla katkısı vardır. Aslında sürekli tekrar edip duran tarihte Tuñayıkık geçmişte yaşamış Atatürk'ümüzdür; çünkü aynı sosyolojik ortamlar ikisini aynı şartlarda doğurmuş ve ikisine de aynı şeyleri yaptırtmıştır. Ikisi de Türk ulusu ve Türklük tam boğulmak üzereyken gelen olağanüstü kurtaricılardır ve ikisi de bunun bilincindedir; ikisi de köleliği, işgali kabul etmemiştir; ikisi de kurtuluş savaşı vermiş; başlangıçta çete yerine konmuş ama sonra bütün çetelerin canına okumuşlardır. İkisi de 7 düveli yenmiş ve bir külden koskoca bir ateş yakmayı başarmışlardır. İkisi de en olanaksız ölçüde, en imkansız sanılan bir zamanda birer devlet kurmuş ve bununla da kalmayıp Türk ulusunun gelecek kuşaklarına birer yazıt, nutuk, ölmez bir eser ile seslenecek kadar bu işin çağlar ötesi sancısını çekmişlerdir.
Doğruya doğru deme erdemini gösterebiliyorken; yanlışa da yanlış deme cesaretini gösterebilmeliyiz.
VIII. yüzyıla girildiğinde Manilik denilen bu din Uygurlar başta olmak üzere Tibetten, Çinden bütün Türk illerine ve Orta Asyaya doğru yayılarak hızla ilerliyordu. Ortalık barış, bilgelik, softalık, demokrasi, kardeşlik' nutukları atan, yer yer tapınaklar kurup halktan para toplayarak oluşturdukları softa merkezlerinde yuvalanan papaz tipli cılız (hani üflesen uçacak) nur yüzlü din adamı ruhbanlardan geçilmiyordu. Oğuz Kağanın kurtlarının dirençleri böyle din adamları eliyle yok ediledursun artık toplumun çoğunluğu ise artık işgale hazır, refleksleri, bilinçleri yok olmaya yüz tutmuş köle tipli mankurtlardan oluşuyordu. Tabii ki sürüdeki bu uyuzluğu çok iyi değerlendiren eski düşman Çin ise Türk yurtlarını başta kültürel ve ekonomi bağımlılıklarla çoktan işgal etmişti. (Tipkı Yavuz döneminden bu yana süregelen ve Vahdettin döneminde tavan yaparak kendi halkına yabancılaşmış müttefiklerle işbirliği içine giren ve sözde kendi devletimiz olan Atamaonuğulları ve son dönemleri gibi). Elbette bu Manilik afyonuyla beyni uyuşmamış olan Türk boyları o gün de vardı. O devir de de Atatürk önderliğinde kalkışan Türkler gibi kimi Türkler ağı, göğü ve mankurduyla derlenip toparlanarak can havliyle son birkez ölümüne kalkışıp ayaklanmışlar; ancak o da içler acisı bir kıyımla sonuçlanmıştı.
Sayfa 210Kitabı okudu
Nankör şeytan kör şeytan! Ben yazmadım atalarım yazmış, senin gibi kör gözler için de taşa kazımış. İnanmazsan gel de kör gözüne sokayım. Ne yani benim atalarım işi gücü bırakıp da bozkırda taşa şiir mi yazmışlar; sana sorsak şimdi Atatürk de işi gücü bıraktı fantezi kurdu Nutuk'u yazdı dersin sen. Yunanlılar hiç gelmedi yedi düvel yenilmedi değil mi? Sen şimdi yaylan benim sözüm o bir damlacık asil kandan olana? Sadece onlar anlar beni dedim postaladım şeytanı. Sana sözüm ey Türk oğlu, Türk kızı! Yazıtların dikili olduğu, ilkyazları türlü çiçek bezeli yemyeşil Moğolistan bozkırlarının adıdır Ötüen!
Hiç kimse yazıtlarda açıkça geҫen "Göktürk" sözcüğünün üzerini "ökük türük, mürük" diye ҫizerek büyük ulusumun adını binbir dolambaçlı önerme ve önkabullerle ancak ulaşılabilecek olan bir çıkarım sonucu "keҫiyle-koyunla" açıklamasın artık; çünkü her aklı başında kimse bilir ki bu tip önermeler ancak hikaye, masal hayalciliğinde olabilir.
Bugün şu Türkçeyi konuşup yazabilmemiz için emeği geçen; biri, ulusumuzun geçmişte Çin'de doğuda, diğeri sonra batıda Anadolu ve Rumeli'deki gördüğü iki ayrı zamandaki mütareke, esaret ve ergenekonlardan alıp çıkaran birbiriyle tıpa tıp ikiz kardeş gibidirler Atatürk ile Tunayıkık. İkisi de zincirkırandır; ikisi de sahipkıran... İkisi de savaşçıdır; ikisi de sarayla şöyle ya da böyle bağlantılıdır. İkisi de boşver diyerek sarayda kaygısızca yan gelip yatabilecekken apoletleri söküp atmış, bozkırlara çekilerek yeni birer devlet kurmuş iki gök gözlü iki Göktürktürler.
Resim