Mor renk hüznün ve kavuşulmamış AŞKların rengidir...Bu nedenle bizim AŞK' ımızın rengi MOR olsun, biz mutlu olmaktan çok, hüzün ile sevdik seninle birbirimizi...Çiçeklerden de en çok menekşeyi severim, tabii onun da MOR olanını...
...
Aslında bu hikaye de herkesin hikayesi gibi bitmek için başladı. Bu hikayenin kahramanı benimle yaşadı ve onu ben öldürdüm. Evet!
Bir sevmelik canı vardı o çocuğun.
...
Çocukluğum... Özür dilerim...
Ölüm...
Bütün sözlerin anlamsız topluluğu ,
nasıl nerde ne şekilde toprağa mesken tutturursun bedenleri,
inanasım gelmez Azrailin vakitsiz gelişlerine..
İsyanlar,çığlıklar Azrailin gidişinden arta kalanlardır...
İnsanın canı nasılda derinden yanar, isyan eder Allaha onu niye benden aldın diye.
Cenaze törenlerinde arkadan gelen çığlık sesleri arasında hakkını helal edersin gidene
...etmek istemesen bile!
Geceleri uyuyamazsın ,düşüne girer ölen kişi misal kardeşindir.
Bu kim olduğu önemli değil aynı acıdır içini yakan...
Onunla aynı evde yaşadığın yarım kalan hayatının
,muhasebesini tutarsın kendince..aynı sözleri duymak sıkar canını
Elden bir şey gelir mi destek ol çevrendekilere
ve üzülme...
nasıl üzülmeyeyim dersin ama canın öyle bi yanarki...
başın sağolsun derlerr bi daha bi daha yanar canın duymak istemez kulaklarını kapatırsın içindeki sese küfredersin hayata isyan edersin...
Ölümdür bu amacı yok etmektir herşeyin imkansız olduğu vakittir. İşte gerçek çaresizlik budur. Durduk yere isyan ettiğin hayatını mumla aratır sana..
''Başın sağolsun'' derler birde sende ölürsün bin kere...
Kıymetli yazarım Merve Arslan kaleminden Titreyen Kalp…
84 sayfadan oluşan bu güzel eseri o kadar severek okudum ki; şu an ne desem az kalacak. 42 bölümden oluşan eserde yaşamdan, çocukken oynanmış oyunlardan, ölümden, merhametten, öfkeden, sevgiden, geçmişten, gelecekten; hemen hemen her şeyden kısa kısa bahsedilmiş. Bu bahsedişler öyle sade bir dil ve duyguyla yazıya aktarılmış ki altını çizmediğim bir sayfa kalmadı eserde. Yazarımızın kendisiyle, çocukluğuyla konuşmasıydı okuduklarım. Ama kendime ait o kadar güzel şeyler buldum ki…
Kendinizle, geçmişinizle, ölümle yüzleşmek istiyorsanız muhakkak okuyun bu eseri. Okuduktan sonra da kaldırmayın bir yere, her zaman yakınınızda olsun. Olsun ki günde 1-2 bölüm de olsa okuyup kendinizi hatırlayın.
Merhabalar öncelikle beni bu kısa ama etkileyici eser ile tanıştıran buluşturan
Ayşen Sıla a ve "Hatay'da yaşanılan deprem sonrası bizler de sizlerle yıkıldık :( Geçmiş olsun. Ancak "Hatay bizim şahsi meselemizdir(M.Kemal)"
Orada olduğun için ne mutlu Edanurcuğum Allah sizleri korusun. " Bu yazınıza kalbimi
Bana çok başka duygular yaşatan bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Ana teması yazar kendi çocukluğu ile konuşuyor aslında ama sanki ben kendi çocukluğumla konuşuyormuşum dertleşiyormuşum gibi hissettim. Kelimeleri o kadar güzel kullanmış ki her bir cümlenin altını çizdim diyebilirim. Bana çocukluğum ile konuşabilme fırsatını verdiği için yazarımıza çok teşekkür ediyorum.