Merve Şahinkaya

Ebeveynlik Tefekkürleri yazarı
Yazar
9.4/10
209 Kişi
812
Okunma
45
Beğeni
2.056
Görüntülenme

En Eski Merve Şahinkaya Sözleri ve Alıntıları

En Eski Merve Şahinkaya sözleri ve alıntılarını, en eski Merve Şahinkaya kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bana sekülerizm ne diye sorsanız, bize senede bir gün çiçek verene teşekkür edip, tüm çiçekleri her gün uzatana kayıtsız kalmaktır, derim. Allah’ı görmeye, dinlemeye, hissetmeye hiç vaktimizin olmamasıdır, derim. Allah’a inandığımızı söyleyip, günlerimizin onu hiç anmaksızın bir rüya rüya gibi geçivermesidir, derim.
Sevgi dolu bir çocuk mu istiyorsun, sevgi dolu ol.Bir ağaca hiç sarılmadıysan şimdi sarıl, onun yanında sarıl. Onlarca yıldır ağaç görüyorsun, bu kez yalnızca görme, bak ağaca ama sevgiyle bak. Şefkat mi görmek istiyorsun, çocuğuna şefkat göster. Sana şefkat gösterilmemiş olabilir, öbür dizine de kendi çocukluğunu oturt, sil onun da gözyaşlarını. Tavaf’ın bir şavtını tamamlar gibi dön geçmişine.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
Açık fikirli bir çocuk mu istiyorsun; Bağırma, inatlaşma, uzaklaşma, yıkma, bina et. Önce kendi çocukluğunu bina et. Korkma geri dönmekten, her şavtta bir eksikliğini gider. Çocuğunu yetiştirirken kendi çocukluğunu tavaf etmek ebeveynlere özel bir hediye olmalı. Belki sevilmedin, belki öpmedin, belki horlandın, belki görmezden gelindin, belki şiddet gördün. O anlara geri dönüp, o hislerini hatırlamaktan korkmayınca çocuğundan özür dilemek zor gelmeyecek şimdiye kadar belki bir sebepten öpemedin çocuğunu, hemen şimdi öpmek de kişisel tekamülünün.
Sayfa 126Kitabı okudu
Göbek kordonu sadece annenin yediklerindeki içeriği dakikalar içerisinde bebeğe ulaştırmıyor, aynı zamanda annenin duygularını da aralıksız olarak aktarıyor. Bebek ne dil biliyor, ne de anlam; fakat kayıpsız bir şekilde bu hisleri emiyor. Hayatı boyunca bu duyguların bir ağırlığı oluyor.
Gökdelenler bana göre birçok açıdan bencilce yapılardır: kuşların göç yollarını şaşırmalarına neden olmaları, yoğun oldukları bölgelerde iklim değişikliğini tetiklemeleri, kendileri hep güneş alırken, uzun gölgeler ile çevre binaların güneşini kesmeleri, sahile nazır olanların, herkesin ortak hakkı olan deniz manzarasını kapamaları bu sebeplerden bazılarıdır.
Mahalle parklarında bile çocukların yeşille ve toprakla hemhâl olabileceği bir alan bulamıyorum. Oysaki bir kaydırak kaydıraktır, onunla ne yapılacağı bellidir. Çocuklar hayal güçlerini oynarken bir kenara bırakmadıkları için kaydığı aşağıdan tırmanmak gibi varyantları deneme eğiliminde oluyorlar. Ve ne oluyor? Bu basit çabayı meneden bazı ebeveynlerle karşı karşıya gelebiliyorlar. Sadece sallanabilen bir salıncak, sadece oturulan bir tahterevalli ile parkta oyalanma süreleri neden yarım saat bile sürmüyor diye şaşırmıyorum. Oysaki bir toprak ve bir kova ile yapılabilecekler sınırsızdır onlara toprak sunduğumda çok uzun bir süre çocuklarımın “ anne” demediklerini defaatle deneyimledim. Üşüseler “ üşüdüm” demeden, acıksalar “acıktım” demeden, yağmur yağsa “ ıslandım” demeden, böylesi büyük bir konsantrasyon ve keyifle oynarlarken acaba ne hissediyorlardı? Yaşlarının gereği çabuk dağılan dikkatleri, sıkılganlıkları nereye gizleniyordu? Aslında onlar yine sıkılgandılar fakat “ en sade” oyuncaktaki “ sonsuz ihtimal” onları bir mıknatıs gibi çekiyor olmalıydı.
956 öğeden 981 ile 956 arasındakiler gösteriliyor.