Okundum zaten okunacağım kadar. Kazandığım para beni yaşatır. Ölünce kitaplarımı tekrar basmaya başlarlar, zaten ölü yazarlar daha çok sevilir.
Ölümü ulular, ölüm adına ödül verirler, ölüme sempozyum düzenlerler.
Taşıyacak Bizi Rüzgâr / Merve Uygun
Öyküler.. Fantastik ve masalsı bir kurgunun içinde hayallerle düş arasındaki sayfalarda hayat bu öyküler…
Kimi zaman bir koltuğa hayat veren nöronlarla buluştuk, bir kediciğin eşliğiyle;
Kimi zaman bir roman kahramanına verilen bir ismin lanetine konuk olduk ;
Kimi zaman da masmavi denizlerden çıkıp gelen Penelope karşıladı bizi.
Mitlerle, eski masallarla, büyülü hikayelerle geçmiş şimdiye taşınıyor sanki; tekinsiz bir hava tüm sayfalarda kol gezerken.
#alıntılarım
“Gülümsemesi tahtımdı, masmavi gözleri mücevherlerim…”
“Doğum yapacak bir kadının gözlerini taşıyorsun sen. Anne olacak birinin değil.”
“Aslında Nurullah Ataç haklıydı, ben de onun gibi kedi sevmeyenlerle anlaşamam deseydim Elvan’la evlenmezdim.”
Bu kitabı öğrencilerime tavsiye edip etmeyeceğimi belirlemek istediğim için okudum. O yüzden yazdığım inceleme öğrencilerine/çocuklarına kitap tavsiye edeceklere yönelik oldu.
Kitabın kurgusu güzel. Macera türünü okumayı seven öğrencilere/çocuklara tavsiye edilebilir. Öğrencilere matematiği sevdirmeyi amaçlamış ki kitapta da matematiği sevmeyen bir öğrencinin yaşadığı maceralardan sonra matematiğe bakışının değiştiği anlatılıyor. Yazarın anlatım tarzı güzel, bir çocuğu sıkmayacak şekilde fakat kitapta matematikle ilgili verdiği bilgiler öğrenciler için kafa karıştırıcı olabilir. 8. sınıf öğrencilerinin okumasının daha uygun olduğunu düşünüyorum.
Matematikle arası pek de iyi olmayan Can'ın, Ömer Hayyam, Leonardo Fibonacci ve Pisagor ile yaptığı zamanlar ve mekanlar arası yolculuklarda başına gelenler oluşturuyor hikayeyi. Ama ne macera... Her yerden fırlayan tavşanlara esir düşmek mi dersiniz, menzil hesaplaması yapılırken fırlatılan topların hedefinde kalmak mı dersiniz, gizemli 9 koridorunda yaşam mücadelesi vermek mi dersiniz, ne ararsanız var. Hatta göbeğini kaşıyarak söylenen sayıları içerisinden çıkarabilen Yüce Pi bile var.
Hem çok detaya girip sıkıcı olmadan hem de daldan dala atlamadan az ve öz bilgi verilmiş kitapta çocuklara. Çok fazla isim, teori, buluş ve ilginç bilgiye boğulmamış kitap. Eğlencenin yanında öğretilmek istenin sınırlı tutulması kitabın çocuklar için yorucu olmaması açısından iyi olmuş. Büyük isimlerin Can'a olan yaklaşımı üzerinden aslında öğrenme ve öğretme sürecinin nasıl daha güzel olabileceği de gösterilmiş. Mesela Matrakçı Nasuh'un çarpma metodu Pisagor tarafından Can'a öğretilirken biz de öğreniyoruz. Son sahnede az da olsa Matrakçı Nasuh'un kendisini de görüyoruz.
Çocuklarda Matematik sevgisi uyandırmak için yazılmış kitaplar okudum son aylarda. İçlerinde en başarılı bulduğum, sevdiğim, okurken gerçekten devamını merak ettiğim bu kitap oldu. Yer yer çocuklara da itici ve yapmacık gelecek bir üslubu vardı ama genel olarak oldukça eğlenceli ve heyecanlıydı. Çocukların seveceğini, önemli bazı şeyler de öğreneceğini düşünüyorum. Kendim de en kısa zamanda devam kitabını okuyacağım çünkü hikaye tam kıvamında ve çok heyecanlı bir yerinde bitti :)