1964'te Ürgüp/Nevşehir'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini, doğduğu Başdere kasabasında tamamladı. Lise eğitimini Kayseri Atatürk Lisesi'nde yaptı. Ege Üniversitesi Tarih Bölümü'nü 1986 yılında bitirdi. Aynı yıl, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü'nde yüksek lisansa, Ege Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarih Bölümü'nde okutmanlığa başladı. Yüksek lisans ve doktora tezlerinde Millî Mücadele döneminde Türk İtalyan ilişkilerini çalıştı. Doktorasını tamamladıktan sonra Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi'nde yardımcı doçent olarak görev aldı. Türkiye Bilimler Akademisi ve Dışişleri Bakanlığı'nın verdiği burslarla İtalya'da arşiv ve kütüphanelerde araştırmalar yaptı. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde Türkiye Cumhuriyeti Tarihi öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki erkek çocuk sahibi olan Çelebi, İngilizce ve İtalyanca
“Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, evvela bizim kendi benliğimize ve milletimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim. Bilelim ki, milli benliğini bulmayan milletler, başka milletlerin avıdır.”
“Lozan antlaşması,Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikastin yıkılışını ifade eden bir belgedir.Osmanlı devrine ait tarihe eşi geçmemiş bir siyasi zafer eseridir.”
Eser, Türkçe, İngilizce ve İtalyanca yazılmıştır. Yunanlıların işgal sırasında Türk halkına yaşattıkları vahşeti konu alan 89 adet belge ve 28 adet tıpkı basım ekten oluşur. İşgal ettikleri topraklarımızda Yunanlılarla sınırdaş olan İtalyanların raporlarında yer alan katliam, tecavüz, yağma ve yıkımları konu alır.
5'inci yüzyılda Hunların Roma kapılarına dayanmasıyla başlayan Türk-İtalyan ilişkileri 1. Dünya Savaşı ile beraber yerini talihsiz yıllara bırakmıştır. "Anneciğim Türkler!" diyen Avrupa eline geçen fırsatla Anadolu'nun batısını İtalyan ve Yunanların işgaline açmıştır. Her girilen yerleşim yerinde evleri hatta çocukları yakmak, kadınlara tecavüz etmek, evleri zorla almak, keyfi tutuklamalar, silahlı saldırılar, değerli eşya ve paraları gasp etmek, şehirleri denizden bombalamak suretiyle halkımıza kan kusturmuşlardır. İzmir'in işgal edildiği günden kurtulduğu güne kadar yaşanan kıyımı, İtalyan makamlarının raporlarında da görerek bir kez daha yaşananlara şahitlik etmiş oluyoruz.
Yakarak, yıkarak işgal ettikleri ülkemizi yine aynı şekilde terk etmişlerdir. Bunca şehidimize ve yabancı ülkelerin resmî raporlarına rağmen varlığı sorgulanmaya çalışılan Türk İstiklal Harbi'nde hayatlarını kaybeden kadın, çocuk ve erkek yurttaşlarımızın aziz ruhları şâd, mekanları cennet olsun.
İçindekiler
Kısaltmalar (s.V)
Önsöz (s.VII-VIII)
Giriş (s.1-11)
Belgeler (s.13-52)
Dizin (s.53-57)
Preface (s.61)
Introduction (s.63-70)
Documents (s.71-110)
Index (s.111-114)
I Documenti (s.117-198)
Indice (s.199-202)
Bibliyografya (s.205-208)
Ekler (s.209-263)
Taksim Cumhuriyet Anıtında 2 Rus generalin de tasvir edildiği iddiası ben de merak uyandırmıştı ve bu kitabı kaynak olabileceği düşüncesiyle okumaya başladım. Merak ettiğim konuya değinilmiş kitapta ve bunların mesnetsiz açıklamalar olduğu belirtilmiş. İddialar tamamen yalanlanmamış da. Wikipedia nın konuyla ilgili verdiği bilgiler hangi kaynağa dayanıyor şimdi bunu inceleyeceğim. Ama kitabı okurken, ilgimi çeken başka konular oldu. Bunları da araştırmaya başladım. En önemlisi hayatı ilgimi çeken ilk kadın ressamlarımızdan Hale Asaf ve sevgilisi Antonio Aniante.