Aslen Santa Barbara, Kaliforniyalı olan Sugich, UCLA ve Kaliforniya Sanat Enstitüsü'nde okudu. 1972 yılında geleneksel bir tarikata bağlandı. O tarihten itibaren Arap ve İslam dünyasındaki nice maneviyat üstadının riayetinde tasavvuf doktrini çalıştı; tasavvufi bir hayat nasıl yaşanır, onlardan talim etti. Yirmi üç yıl boyunca Mekke-i Mükerreme'de, Harem hudutlarında ikamet et: ve orada nice ilim ve irfan erbabıyla ahbaplık etti. Müslüman adı Harun'dur.
Ancak kendisi için delil olanı veli kulları için de delil kılan ve ancak kendisine ulaşmalarını istediği kişileri onlara ulaştıran Yüce varlığı tesbih ederim.(İbn-i Ataillah el-Îskenderî)
𝐕𝐞 𝐀𝐥𝐥𝐚𝐡 𝐊𝐚𝐥𝐩𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐃𝐨̈𝐧𝐝𝐮̈𝐫𝐮̈𝐫~ 𝐌𝐢𝐜𝐡𝐞𝐚𝐥 𝐒𝐮𝐠𝐢𝐜𝐡
Bazen daha kitaba başlamadan etkilenirsin isminden ötürü. Satırları ile buluşmadan çok etkilendim bi kitaptan. Ne kadar haklı olduğumu da buluşunca anladım. Benimle beraber baya gezdi kitapcağız sınıftan sınıfa okuldan okula bazen şehirden şehire yol arkadaşlığı etti bana şimdi bitirince bir boşluk hissi oluştu içimde. Kitapta islama tutunma hikayeleri var. İslamın içine doğmuş olsakta islama ne kadar uygun yaşadığımız sorgulanır ancak ne kadar şanslı olduğumuzu düşündüm kitap boyunca. Ezanın beş vakit okunduğu bir ülkede yaşadığımız için bile ne kadar şükretsek az. Bu yaşanmış gerçek hikayeler farklı ülkelerden hayatları karmakarışık olan insanların islamı keşfediş hikayeleri. Her biri ayrı etkileyici ayrı özel. Ve o kadar çok ders var Kİ kitapta çıkarılacak. Çıkarabilene tabiki. Kalpten tavsiye ediyorum bu kitabı herkese lütfen okuyun çünkü okuduğumuzda islamın içine doğduğumuz için şükredeceğiz. Kitapla kalın.
Defne
Öncelikle gençlere, çıkmazlar içinde olanlara, kendinden, ailesinden, çevresinden ve en önemlisi de maneviyatından vazgeçenlere mutlaka tavsiye ediyorum. Farklı coğrafyalarda, farklı milletlerden insanların arayış hikayelerini okurken kendinize türlü dersler çıkarıp, motive olacaksınız.
Maneviyat dolu bir hatırat okudum. Amerikalı Yazar Michael Sugich (Harun) genç yaşta müslüman olmuş. 23 yıl Mekke de yaşamış. Çok fazla seyahat etmiş. Allah dostlarıyla yolları kesişmiş. İşte bu kitabınla da bizi de manevi bir yolculuğa çıkarıyor. Tasavvuf okumaları sevenler bu kitaba şans vermeli.
Onlar ne ruhani varlıklardı ne de ahirette olduğu halde burada görünen kişilerdi; birçoğumuzun evliyalara, mübarek zâtlara tahayyülümüzde atfettiğimiz gibi, bir takım acayip güçlere sahip falan da değillerdi. Bu zevâtın her birinin belirleyici karakteri mahviyet, herkese rıfk ile muamele, şekerden tatlı huyları, sabır, keskin bir mânevi sezi ve de en önemlisi her an Allah’ı zikir üzere olmalarıydı. (Sayfa 12)