En Eski Micheal H. Fisher Gönderileri
En Eski Micheal H. Fisher kitaplarını, en eski Micheal H. Fisher sözleri ve alıntılarını, en eski Micheal H. Fisher yazarlarını, en eski Micheal H. Fisher yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Osmanlılara ve bazı Avrupalı devletlere ait silahlı gemiler imparatorluk kıyılarına zaman zaman uğrasa da hiçbir Babür imparatoru açık denizlerde seyrüsefere uygun bir donanma oluşturma teşebbüsünde bulunma mıştır.
Sayfa 34 - Kronik KitapKitabı okudu
Bâbür, gösterdikleri başarıya rağmen, Moğol takipçilerinin kurduğu düzene ve otoritesine defalarca nasıl karşı geldiklerini, güvenini ne şekilde suistimal ettiklerini ve arka arkaya alınan yenilgilerden birinin daha kaçınılmaz olduğu anlarda erzakı, ölü ve yaralı askerleri nasıl yağmaladıklarını otobiyografisinde tatsız bir şekilde anlatmış ve şöyle yazmıştır: "Kargaşa ve yıkım daima Moğol ulusundan çıkagelmiştir. Şimdiye kadar bana beş kez isyan ettiler ve bu isyanların sebebi benimle anlaşamamaları değildi. Kendi hanlarına da genelde aynı şekilde davranıyorlar."
Sayfa 45 - Kronik kitapKitabı okudu
Dul kalanların kınanmadığı, boşanma ve yeniden evlenmenin genel olarak kabul edilebilir olduğu İslam ve Orta Asya geleneklerinde bir kadın potansiyel olarak hayatı boyunca siyasi açıdan aktif kalabiliyor, çok sayıda evlilik yapan kadınlar kocaları ya da oğulları adına hareket edebiliyorlardı.
Sayfa 46 - Kronik kitapKitabı okudu
Ferasetle hareket eden erkekler tecrübe sahibi eşlerinden en akıllı ve zeki olanlarının tavsiyelerine kulak veriyordu. Babür şunları not etmişti: "Taktik ve tedbir hususunda [ana tarafından Moğol ve dul olan] büyükannem İsen Devlet Begüm gibi bir kadın az bulunurdu. Akıllı ve tedbirliydi. İşlerin çoğu ona danışılarak yapılırdı."
Sayfa 46 - Kronik kitapKitabı okudu
Brahman bilginler ve filozoflar evrensel ahlak düzeni anlamına gelen dharmayı klasik Sanskritçe sözler ve yazılı metinler üzerinden yaklaşık bin yıldır tefsire çalışmaktadırlar.
Sayfa 72 - Kronik kitapKitabı okudu
Hindistan'ın güneybatı sahillerine ilk kez 1498'de (Babür'ün son istilasından yirmi sekiz yıl önce) ulaşan Roma Katolik Kilisesi'ne mensup Portekizli kaşifler de benzer bir tavır takınarak buradaki tüm gayrimüslimleri Hıristiyan olarak tanımladılar. Onlara göre, bu topluluklara ait tapınaklarda güya Meryem Ana'nın ve birçok Katolik azizinin çarpıtılmış figürleri yer almaktaydı. Portekizliler kendilerine ait casta / caste ("soy" [kast]) kavramını dört varnanın hepsini ve binlerce câtiyi içine alacak şekilde kullandılar. Portekizlilerin neden olduğu bu terminolojik karışıklık o günden bugüne etmektedir.
Sayfa 76 - Kronik kitapKitabı okudu