"Gerçekte resim Batı'nın afyonudur...İşaret ise ruhtur,resim maddedir....Hat sanatı,bedenin en tinsellesmis organı sağ el tarafından çizilmiş olan ruhun bir sırrıdır...Görünmezin görünen tarafından kutsanmasıdır resim...."
Kutsal kitabı okumuş olsaydın bir şey dikkatini çekerdi. Tanrı önce Adem'i yarattı, sonra da cenneti. Daha sonra Adem'i cennete koydu. Adem cennette olmasına şaşmıştı, bu ona doğal gelmemişti, değil mi ? Havva'nın durumu başkaydı. O Adem'den sonra yaratıldı. Cennet'te yaratıldı. cennet'in yerlisi. Sonra ikisi de cennetten kovulduklarında bu Adem ve Havva için aynı şey değildi. Adem ilk çıkış noktasına geri dönüyordu. Havva ise tersine doğduğu ülkeden sürgün edilmişti. Eğer bunu unutursanız, kadınlardan yana hiçbir şey anlayamazsınız. Kadınlar cennetin sürgünleridir...
"Kutsal kitabı okumuş olsaydın bir şey dikkatini çekerdi. Tanrı önce Adem'i yarattı, sonra da cenneti. Daha sonra Adem'i cennete koydu. Adem cennette olmasına şaşmıştı, bu ona doğal gelmemişti, değil mi? Havva'nın durumu başkaydı. O Adem'den sonra yaratıldı. Cennet'te yaratıldı. Cennet'in yerlisi. Sonra ikisi de cennetten kovulduklarında bu Adem ve Havva için aynı şey değildi. Adem ilk çıkış noktasına geri dönüyordu. Havva ise tersine doğduğu ülkeden sürgün edilmişti. Eğer bunu unutursanız, kadınlardan yana hiçbir şey anlayamazsınız. Kadınlar cennetin sürgünleridir..."
Robinson Crusoe' nun post-modern bir altyapıyla, özgün hikayedeki ilerici-aydınlanmacı argümanları bir tarafa atıp adada aslında neler yaşandığını-yaşanması gerektiğinin anlatıldığı bir anti-romanı. Yalnızlık, ötekilik, ilericilik üstüne okunması gereken bir başyapıt olan bu roman Le Monde' un Yüzyılın Yüz Kitabı listesindeki eserlerden biridir.
Konuşma alışkanlığımı kaybederek neyi tehlikeye atmış olacağımı biliyorum ve bendeki iç daralmasının tüm gücü ile güçsüzlüğün bu doruk noktasına karşı savaşıyorum. Ama nesnelerle olan ilişkilerim de yalnızlığımdan dolayı biçim değiştiriyor.