Yazarın kendi çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykü kitabı.. 1940'lar Diyarbakır 'nı anlatıyor. Gavur Mahallesi diye adlandırılan, Ermeni' lerin yaşadığı bir mahallede yazar çocukluğunu, günlük yaşamı, kültürler arası etkileşimi öyle güzel aktarmış ki bizlere Sıcacık samimi hikayelerden oluşuyor kitap. Bakarsanız ince ama pek çok çıkarım yapabilirsiniz kitapta. Türk, Kürt, Zaza, Ermeni'lerin bir arada yaşadığı, hemen her satırından hoşgörünün eksik olmadığı yıllar olduğunu anladığınız hikayeler... İlk çocukluk heyacanları, aşklaro, pişmanlıkları, eğlenceleri... anlatılmış. Kitap hakkında uzunca yorum girmekten ziyade bırakacağım tek alıntı benim söyleyeceklerimden daha fazlasını anlayacaktır sizlere
.
Diyarbakır 'da yaşıyorsunuz, her sabah erkenden kalkıp işinize, sıvacılığa gidiyırsunuz. Yolda yürürken, tanıdık, eş, dost, akraba, bir sürü insana rastlıyorsunuz. Kimine Ermenice "pariluys", kimine Arapça "selamünaleyküm" diyorsunuz ;akşam, kireç, harç, badana, boya karışımı elbisenizle işten dönerken de, yine kimilerine Ermenice "parirgun", bazılarına Türkçe "iyi akşamlar", başkalarına da Kürtçe "evarete ğher" deyip eve giriyorsunuz.