8.4/10
45 Kişi
135
Okunma
36
Beğeni
5,4bin
Görüntülenme

En Beğenilen Mikail Bayram Gönderileri

En Beğenilen Mikail Bayram kitaplarını, en beğenilen Mikail Bayram sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Mikail Bayram yazarlarını, en beğenilen Mikail Bayram yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
319 syf.
9/10 puan verdi
Basit bir güç savaşından daha fazlası...
Mikail Bayram, bu eserinde bizlere, bir tarafta Anadolu'daki fikir hareketlerinden birisinin öncülerinden ve tasavvufi düşünceleri ile bir döneme damga vurmuş Mevlana ile bir tarafta tarihimizde Ahi Teşkilatı'nın kurucusu olarak yer etmiş Ahi Evren arasındaki siyasi, dini, sosyal mücadeleyi ele alıyor. Tabularınızın yıkılmasına hazır
Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren - Mevlana Mücadelesi
Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren - Mevlana MücadelesiMikail Bayram · Nüve Kültür Merkezi Yayınları · 201273 okunma
Öldürülmesiden sona Alaaddin Çelebi'nin cenazesi Konya'ya getirilmiş ve Mevlana oğlunun cenaze namazını kılmamıştır
Reklam
Dışarıdan bakınca kadına yazılmış gibi duruyor değil mi?
Mevlana Şems-i Tebrizi'nin tekrar Konya'ya gelişinden dolayı duyduğu sevincini ifade eden "Amed" (Geldi) redifli birkaç tane şiir yazmıştır. Bu şiirlerden birisinin birkaç beytinin tercümesi şöyledir: "Ayım, güneşim geldi. Gözüm kulağım geldi. O saf gümüşüm geldi. Altın yatağım geldi. Beni sarhoş edenim geldi. Gözümün nuru geldi. Başka neler istersem. O başka şeyim geldi. Ölümden niye korkayım ki, hayat-suyu kaynağım geldi. Kınayıcılardan korkmam artık. Çünkü siperim geldi."
Sayfa 177 - Nüve Kültür Merkezi
Mevlana, Mesnevi'nin Kur'an olduğunu iddia etmiş
Hocası Şems-i Tebrizi gibi "Hulûliyye" inancında olan Mevlana, Allah'ın kendisine hulûl ettiğine ve içinde bulduğu Allah'ın kendisini konuşturduğuna inanmaktadır. Kendisine gelen vahyin böyle gerçekleştiğine inanıyor olmalıdır. Mesnevi'nin de böyle meydana geldiğini savunmaktadır. Mecusilikten gelen bu inancın (İran Irfancılığı) tasavvufi çevrelerde yaygın olduğu bilinmektedir. Vakıa Mevlana ve etrafındakiler ve hatta ilk Mevleviler "Mesnevî"nin vahy mahsulu olduğuna inanıyorlardı. Nitekim o dönemlerde kopya edilen Mesnevi'nin pek çok el yazması nüshalarının cild kapaklarına ve sahife başlarına "La yemessuhu ille'l-mutahharun" (Ona ancak temiz olanlar, yani melekler dokunabilir) ve "Tenzilün min Rabbi'l-alemin" (Alemlerin rabbi tarafından indirilmiştir) yazarak bu inancı ifade etmişlerdir. Sultan Veled'in anlattığına göre Dostlardan biri Hz. Mevlana'ya gelerek bilginlerin (Danişmend) Mevlana'nın "Mesnevi'ye niçin Kur'an dediklerini ben de Kur'an-ı Kerim'in tefsiri olduğunu onlara söyledim. Dediğini, babam da biraz durakladı ve sonra o dosta hitaben: "Ey köpek neye Kur'an olmasın? Ey eşek neye Kur'an olmasın? Ey bacısı ...... neye Kur'an olmasın? Söz ve manâ olarak peygamberlerin te evliyanın İlâhi sırlarının nurlarını ihtiva etmiyor mu?" demiş. Bu haber de Mevlana'nın Mesnevî hakkındaki inancını ortaya koymaktadır.
Evren adı buradan geliyor
Onun debbağhanesinin mahzeninde yılan beslemesi ve yılanı ilaç yapımında kullanması sanatı halk efkarında efsaneye dönüşmüş görünüyor. Bu yüzden de ona Ahi Evren denilir olmuştur. Ahi Evren ve Hacı Bektaş'ın yılanı kırbaç olarak kullanmalarına dair menkabeler de o dönemde yılan derisinin debbağlandığını düşündürmektedir. Muhtemelen bu işin ustası da Debbağların piri olarak bilinen Ahi Evren idi ki, onun bu adla anılmasına vesile olmuştur.
Ahi teşkilatının kuruluşu
Kayseri'ye yerleşen Ahi Evren, ilk olarak burada Ahi Teşkilatı'nı kurdu. Bu konuda devletin himaye ve desteği ile sanatkarların sanatlarını icra etmeleri için bir sanayi sitesi inşa edilmişti. Debbağ (Derici)olan Ahi Evren, bütün sanatkarların lideri olarak bu sanayi sitesinde hizmet vermekteydi. Bu yüzden tarih boyunca debbağların piri ve 32 çeşit sanatkarlar zümresinin lideri olarak kabul edilmiştir.
Reklam
371 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.