Şunu yüreklilikle söyleyebilirim: Ben müslümanlığımı Necip Fazıl’a, düşünce ve şiirimi Sezai Karakoç’a, entellektüelliğimi de Nuri Pakdil’e borçluydum, desem yalan olmazdı.
Şair Revaha’nın şiir söylemesini engellemeye çalışan Hazret-i Ömer’e bir gün Resulüllah, dedi ki;
“ Ey Ömer, onu bırak! Çünkü onun şiiri Kureyş’e ok yağmurundan daha etkilidir.”