Muhafazakar Düşünce Dergisi

Muhafazakar Düşünce DergisiMuhafazakar Düşünce Dergisi 54. Sayı yazarı
Yazar
Dergi
0.0/10
0 Kişi
8
Okunma
3
Beğeni
660
Görüntülenme

Hakkında

Muhafazakâr Düşünce üç ayda bir düzenli olarak yayınlananve 14. yılını tamamlayan ulusal hakemli bir dergidir. Yayın ve Danışma Kurulunu akademisyenlerin oluşturduğu Muhafazakâr Düşünce, eksikliği hissedilen muhafazakâr düşünce sistemiyle ilgili Türkçe literatürdeki boşluğu doldurmak amacını gütmektedir. Bu bağlamda, konuyla ilgili akademisyenlerin telif yazıları ve çeviri makaleler, belli dosyalar çerçevesinde veya özgün olarak dergide yer almaktadır. Böylece, hem konuyla ilgilen kişilerin ulaşabileceği tutarlı bir süreli yayın Türk yayın hayatında yer almakta ve hem de muhafazakâr düşünce sisteminin Türkiye’de doyurucu bir külliyata kavuşmasına önemli katkı sağlanmaktadır. Muhafazakâr Düşünce siyasî içerikli bir akademik dergi olarak teorik ve pratik siyaseti konu edinmesine rağmen, herhangi bir siyasî oluşum, kurum, kişi, kuruluş ile dolaylı veya doğrudan bağlantılı değildir. Yayın Kurulu tarafından derginin yayın ilkelerine uygun görülen her türlü fikir dergide kendini ifade şansı bulabilir. Muhafazakâr Düşünce ulusal hakemli bir dergidir. Dergide yayımlanan makaleler EBSCOhost tarafından taranmakta ve makalelerin İngilizce özetleri indeksin servisinde yer almaktadır. Dergimiz ayrıca TUBİTAK - ULAKBİM TR Dizin tarafından dizinlenmektedir.
Unvan:
4 Aylık Akademik Hakemli Düşünce Dergisi
Doğum:
6 Haziran 2004

Okurlar

3 okur beğendi.
8 okur okudu.
7 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Fıkıh, beşerî dünyayı düzenleyecek hükümler koymak üzere küllîden hareketle cüz’î problemlere çözümler üretmek, böylece ilâhî/tabiî hukuk olarak hikmet-i nazariyeyi beşerî dünyaya tercüme etmektir.
Sayfa 13 - Kadim Yayınları- Bedri Gencer, Fıkıh Olarak Türk Düşüncesi
Reklam
Hey yavrum hey!
Kendisi de ulemâdan olan 18. Türkiye Hükümeti’nin (16.01.1949-22.05.1950) Başbakanı Şemseddin Günaltay’ın inisiyatifiyle 21 Kasım 1949’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi açıldı. Falih Rıfkı Atay, 1949 tarihli “Hoca Olsam” başlıklı yazısında, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun açıkça ifade ettiği gibi, medrese ve şeriata karşı olarak kurulan İlahiyat Fakültesi ders programına fıkıh dersini koydurmadığını bizzat Şemsettin Günaltay (1883-1961)’dan nakl eder: “Meclis koridorunda Şemseddin Günaltay’a rastladım. En uyanık din adamlarından biri. Başbaşa konuştuğunuz zaman bildiklerini ve inandıklarını açıkça söyler. Kalabalık karşısında o da bir softa. Dinlerken köy camii imamından ayırd edemezsiniz. –“Hocam, İlâhiyat Fakültesi’nin medrese olmasını nasıl önliyeceğiz?” diye sordum. –“Fakülteye ben fıkıh dersi koydurmadım.” dedi. “Bilirsin ki fıkıh Kur’ân’ın “muamelât” âyetleri üzerine kurulmuştur. Bu âyetlerin hepsi artık “mensûh” hükmündedir.”
Sayfa 39 - Kadim Yayınları- Bedri Gencer, Fıkıh Olarak Türk Düşüncesi
Hümanizm insanın diğer varlıklardan ayrılan bir öze sahip olduğuna yönelik inançtır. Fakat Tanrı'nın ve anlamın olmadığı bir dünyada insanın ayırıcı bir yönünün olduğu nasıl iddia edilebilir? İnsanın ayırıcı bir yönü yoksa değerlerin çıkarlardan ari olduğu (çıkarların kirletmediği değerlerin olduğu) nasıl savunulabilir? Değer koyucu aşkın (yüksek) bir varlık (merci) yoksa bütün insanlar için geçerli (evrensel) değerlerden nasıl bahsedilebilir? Evrensel değerlerin yokluğunda geçerli ölçülerin güç ve çıkar olduğu ve değerin yalnızca gücün ve çıkarın aracı olarak bir değere sahip olabileceği gerçeği nasıl inkâr edilebilir? Postmodemizm önemi hümanizmin krizine işaret eden dolayısıyla da modern dünyadaki ahlaki bunalımı açık şekilde ortaya koyan bu soruları içerisinde barındırıyor olmasından kaynaklanır.
Derda KüçükalpKitabı okudu
Mânâsı anlaşılmaz şiirler için eskiler, “Mânâ şairin karnındadır” (el-Ma‘nâ fî-batni’ş-şâ‘ir) derlermiş.
Sayfa 63 - Kadim Yayınları- Bedri Gencer, Fıkıh Olarak Türk Düşüncesi
Türkler, İslâm’ı benimsedikten sonra hadis, tefsir, kelâm gibi bütün İslâmî ilimlerde olduğu gibi fıkıhta da ciddî bir varlık göstermişlerdir. Tarihî olarak Türklerin en yaratıcı oldukları alanlardan biri fıkıhtı.
Sayfa 22 - Kadim Yayınları- Bedri Gencer, Fıkıh Olarak Türk Düşüncesi
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
"Birey" Kavramına Dair
Muhafazakâr Düşünce Dergisinin "Birey" kavrayışı, onu psikoloji ve sosyoloji alanları dahiline alan bir durum halinde bulmaktayız. Osmanlı ve Türkiye siyasi tarih çerçevesinde nasıl bir görüntüye sahip, bireycilik. Bireyin, aile yapısı içinde nasıl bir etkiye sahipdir. 32. Sayının önemli araştırma yazıları "Birey" merkezli bir nitelik peşinde... İnsanın tarihi, ruhumuzda barınan idrak etme özelliğine sahip olmasıyla başlar. "İdrak Etme" yetisi, "Biz bu Emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik; ama onu yüklemekten çekindiler ve korkuyla geri durdular, fakat insan onu yüklendi-gerçekten ne çılgındır o." Ayetin beyanı ile insan eşyanın ismini öğrenerek bu yolun ilk adımını atmış olmalıdır. Hakikatte bu yol "denge" yada "orta yol" tutumu da diye biliriz. "Birey" varlığını bu orta yolla tasavvur eder. Bireyin ontolojik tarihi böyledir. Yunus Özdemir.
Muhafazakar Düşünce Dergisi - Sayı 32: Birey
Muhafazakar Düşünce Dergisi - Sayı 32: BireyMuhafazakar Düşünce Dergisi · Kadim Yayınları · 20121 okunma