undefined Muhammed B.El-Muhtar Eş-Şankiti Quotes
You can find undefined Muhammed B.El-Muhtar Eş-Şankiti quotes, undefined Muhammed B.El-Muhtar Eş-Şankiti book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Müslümanlar, ahlaki ve siyasi olarak insanlığa model olabilecek bir devlet inşa etmek yerine, tıpkı diğer milletler gibi, askeri olarak büyük bir imparatorluk inşa ettiler.
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
"İslam'ın halkaları birer birer çözülür. Her bir halka çözüldükçe insanlar bir sonrakini çözmeye teşebbüs ederler. İlk çözülecek halka yönetim meselesi, sonuncusu ise namazdır."
"Ortodoks Rus Çarlığı ile ateist Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin stratejik öncelikleri arasındaki paralellik ve süreklilik de toplumların stratejik zihniyetlerinin tarih ve coğrafyadan ne ölçüde belirlenmekte olduğunun bir göstergesidir." Bu çerçevede Davutoğlu Türkiye'nin Ortadoğuya yönelik izlediği "sırtını dönme" politikalarını eleştiriyor ve "Batıya rağmen Batıcı" olmak isteyen laik Türk entelektüelleri alaya alıyor."
İslam, Müslümanların peşlerinden sürüdükleri eski bir tarihsel miras değildir, aksine o, istikbale doğru koşan Müslümanlara ilham verici ahlâkî ve tasavvurî bir ufuktur.
Kendi Avrupalı kimliğine karşı başkaldırmasına sebep olan arayışçı uzun yolculuğuna başladıktan sonra Esed, İslam'ın "hem ahlaki hem pratik, ayrıca hem şahsî hem toplumsal bir sistem" olduğunu kavramıştı.
İran'ın Fetih Müjdesi Geldiğinde:
Hz . Ömer: Vay sana,başka kim şehit oldu?
Huzeyfe birçok kişinin adını saydı, sonra ekledi: "ve senin tanımadığın diğerleri.." Ömer ağlayarak şöyle cevap verdi: Ömer'in tanımamasının bir zararı yok, Allah onları tanıyor."
Abbasi yönetimi başlar başlamaz Fars aklında mahpus kalmış olan düşünsel güçler yeniden harekete geçmiş ve her türlü teorik ve pratik alanda üstün bir etkinlik sergilemiştir.
"Abbasîlerden itibaren siyasi otorite İran'ın rengini taşıyan bir karaktere bürünmüş, fakat bununla birlikte dil, kültür ve din alanlarında Arap karakteri kendini devam ettirmiştir. Farslar, Sasani dönemine ait birçok hükümet sistemi, yöntemi ve geleneğini bu tarafa aktarmışlardır." Bu durum, bir yandan devletin yapısı için büyük bir pratik fayda sağlıyorken, diğer yandan içinde taşıdığı Kisracı ruh ve ona eşlik eden siyasi putperestlik ile İslam siyasi değerlerine bulaşmakta ve ona büyük bir zarar vermekteydi.
Büyük değerler güçlü ve sarsılmaz bir şekilde toprağa dikilip kök salması ve insanoğlunun hayatını daha iyiye ve daha güzele doğru değiştirmesi için uygun bir ortama ihtiyaç duyarlar. Belki de Arap yarımadasının seçilmesi, Allah'ın bir hikmeti olarak, İslami değerlere kucak açması ve o dönemin dünyasına hakim olan siyasi kölelik mirasına bulaşmadan bu değerlerin ilk kez resmedileceği beyaz bir sayfa olması içindi. Bu duruma benzer bir örneği modern dönemde aradığımızda, yeni keşfedilmiş bakir Amerika kıtasını ona benzetebiliriz. Çünkü John Locke, Jean-Jacques Rousseau ve diğerlerince yapılandırılan Avrupa aydınlanma düşüncesi, pratik anlamda vücut bulması için uygun olan ortamı, siyasi ve dini gele neklerin yoğun olduğu yaşlı Avrupa kıtasından uzakta bir yerde, Amerika kıtasında bulmuştu.
SİYASİ İCRA DEĞERLERİ
Peygamberliğin sona ermesi, yönetim işlerinin masum kişinin elinden masum ümmetin eline nakledilmesinin ilanıdır. Bu yüzden ümmetin masumluğu, imamların masumluğu inancına gerek bırakmaz.
Şiadaki "imamların masumluğu" inancı gibi Katolik Hıristiyanlıktaki "papanın masumluğu" inancı da, İslam'daki “ümmetin masumiyeti" fikrine zıttır.
Sayfa 177Kitabı okudu