Mesalâ: Hz. Ali(R.A) ile ona karşı isyan eden Emevîler arasındaki ihtilafın asıl sebebi; halife seçme hakkının kime ait olduğu düşüncesidir. Halifeyi seçme hakkı sadece Medinelilere aittir de insanlar onlara mı tâbi olacaktır? Yoksa bu hak, her yerde bulunan bütün müslümanlara mı aittir?
Bu meselede hidayet rehberi Hz. Ali (R.A) ile Emevîler arasında, ortaya çıkan bu şiddetli ihtilaftan Havaric, Şia ve benzeri çeşitli mezhepler ortaya çıkmıştır
Muhammed Bâkır, Ebû Hanife'ye, "Dedemin yolunu ve hadislerini kıyasla değiştiren sen misin?" diye sormuş; Ebû Hanife,
"Sen, sana lâyık olan bir şekilde yerine otur. Ben de bana lâyık olan şekilde yerime oturayım. Dedeniz Muhammed (s.a.s.)'e hayatında sahâbîleri nasıl saygı duyuyorlarsa aynı şekilde ben de size saygı besliyorum. Şimdi sen bana kadının mı erkeğin mi zayıf olduğunu; kadının mirasta erkeğe nisbetle hissesini; namazın mı orucun mu efdal olduğunu, idrarın mı meninin mi pis olduğunu söyler misin?" diye sormuş.
İmam Bâkır da "kadının mirasta erkeğe nisbetle yarısı olduğunu, erkekten zayıf olduğunu; namazın oruçtan efdal ve idrarın meniden pis olduğunu"söyledi. Ebû Hanife ona,
"Kıyas yapsaydım kadın erkekten zayıftır diye ona mirastan iki hisse verir; idrar yapıldıktan sonra gusledilmesini, meni çıktıktan sonra sadece abdest alınmasını söylerdim; âdet halindeki kadının kılamadığı namazları kaza etmesini, orucu kaza etmemesini emrederdim. Kıyasla dedenizin dinini değiştirmekten Allah'a sığınırım." dedi.
Ummetim hakkında en çok dilce alim , kalbi hikmetten nasip almamış münafık kimseden korkuyorum. Onları, konuşma gücüyle etkiler ve cehaletiyle saptirir..(Ahmet bin Hanbel)