Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammed El Hudari

Muhammed El HudariNuru'l Yakin Hz. Muhammed yazarı
Yazar
9.4/10
10 Kişi
70
Okunma
3
Beğeni
680
Görüntülenme

Muhammed El Hudari Sözleri ve Alıntıları

Muhammed El Hudari sözleri ve alıntılarını, Muhammed El Hudari kitap alıntılarını, Muhammed El Hudari en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Urve, Kureyş'in yanına dönerek ashabın Resûlullah'a gösterdikleri hürmeti anlattı. Abdest aldığında sahabeler o suyu alıp yüzlerine sürmek için birbirleriyle neredeyse kavga edeceklerdi. Onunla konuşurken alçak sesle konuşuyor, aşırı saygıdan dolayı ona uzun süre bakamıyorlardı. Urve sözlerine şöyle devam etti: "Ben, nice Kisralar, Sezarlar ve Necaşiler gördüm. Fakat bunların hiçbirinin etrafındaki insanlarda, Muhammed'in arkadaşlarının O'na olan bağlılıkları gibisini görmedim. Ben, peygamberlerini asla yalnız bırakmayacak bir kavme şahit oldum. Gelin beni dinleyin, eğer size hayırlı tekliflerle gelirse bu tekliflerini kabul edin. Benden söylemesi! Bir savaşın meydana gelmesi durumunda onu mağlup edeceğinizi düşünmüyorum."
Sayfa 243 - Nida yayınları, 7 baskı , hudeybiye gazvesiKitabı okudu
Savaş (bedir) başlar başlamaz Allah Resûlü (s.a.v) orduyu savaşa teşvik etmek amacıyla şöyle seslendi: "Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, bugün mükâfat umarak çarpışan ve öldürülen, geriye dönmeyip hep ilerleyen kim varsa, Allah onları cennete koyarak mükâfatlandıracaktır." Onun bu sözlerini duyan Hz. Umeyr, o sarada elindeki hurmaları yiyordu. "Allah! Allah!" diye bağırdı ve ardından, "Benimle cennet arasında şu adamların beni öldürmesinden başka bir şey kalmadı mı?" diyerek elindeki hurmaları hemen yere attı, kılıcını çekti ve şehit oluncaya kadar savaştı.
Sayfa 185 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İnsanın birden çok düşmanı olsa onlardan sadece birine üstünlük sağlasa bu durum diğerlerini daha kaygılandıracak,kalpleri heyecanla atacaktır.
Sayfa 201 - Nida YayıncılıkKitabı okudu
Allah Teâlâ, gayr-i meşru her türlü çirkinliği barındıran bu toplumda içkiyi, faizi hemen yasaklasaydı, diğer taraftan onları, namaz ve zekâtla emretseydi İslâm şeriatının getirmiş olduğu bu ve benzeri emir ve yasaklanın hemen uygulamalarını talep etseydi, kalpleri hakikatten nefret eden, muhtelif hevâ ve heveslere sahip olan, her türlü sapkınlıkların içerisinde âdeta saplanmış bulunan bu toplumdan hiç kimse ona olumlu bir cevap vermeyecekti. Uyarıcı olarak kendilerine gönderilen Resûlullah her şeyi yavaş yavaş benimsetmişti. Tedric yöntemiyle akıllarını yumuşatmış, nefislerini terbiye etmişti. Aynı şekilde içsel bakımdan daha da etkili hale gelmesi için bütün hükümler uygun bağlam içerisinde indiriliyordu.
Sayfa 133 - Nida yayınları, 7 baskıKitabı okudu
"Allah seni insanlardan koruyacaktır."* Allah Resûlünün (s.a.v), Mekke'de onüç yıl boyunca amansız düşmanları ile onlara yardım eden münafık ve Yahudilerle Medinede on yıl nasıl mücadele ettiğini, bu mücadelesinde hiç kimsenin ona zarar veremediğini, her durumda Allah'ın O'nu koruduğunu ve hak davasını izhar edip nimetini tamamladığını görüyoruz.
Sayfa 462 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
Sufli maksatlar taşıyan tarihçilerden bazıları, ancak rüşdünü kaybetmiş, ne söylediğini bilmeyen birisinin söyleyebileceği şeyler söylemişlerdi. Naklettikleri rivayete göre Resûlullah (s.a.v) günün birinde Zeyd'i ziyarete gitmişti. Tesadüfen hanımı Zeyneb'in yüzünü gördü. Çünkü, o sırada rüzgâr esmiş ve onun yüzü açılmıştı. Zeyneb'i gören Allah Resûlü (s.a.v) ona âşık olmuş; görür görmez güzelliğinden dehşete düşerek, "Sübhanallah" demişti. Zeyneb akşam bu olayı kocasına anlatınca da kocası onu boşaması gerektiğini düşünür. Bu niyetini Resûlullah'a iletince ona engel olur. Bu tür rivayetlerin aslı yoktur. Bunun en önemli delili, Arap kadınlarının daha önce yüz örtüsü peçeyle tanışmamış olmalarıdır. Ayrıca, Resûlullah'ın (s.a.v) Zeyneb'i daha önce görmemiş olması mümkün değildir. Çünkü, Zeyneb onun halasının kızıdır. Üstelik Mekke döneminde erken dönemde Müslüman olmuştu. Müslüman oluşunun üzerinden 10 sene geçmesine rağmen onu daha önce görmedi de rüzgâr esip yüzünü açtığı zaman mi tesadüfen yüzünü gördü? Üstelik onu Zeyd'le evlendiren bizzat kendisi değil miydi? Eğer iddia edildiği gibi ona âşık olsaydı onu kölesiyle evlendirmez bizzat kendisi onunla evlenirdi. Onu bundan alıkoyacak hiçbir sebep de yoktu.
Sayfa 263 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Amcası (Ebu Talib) Peygamberimizin (s.a.v) getirdiği vahyi yalanlamamıştı, bilakis onun doğru söylediğine inanıyordu, fakat hayatının son anına kadar Müslüman olmamıştı. Kasas suresindeki şu âyet-i kerimenin onun hakkında nazil olduğu nakledilmiştir: "(Resûlüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir."*
Sayfa 111 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
Hiçbir peygamber yoktur ki, yaşadığı topraklar o dar gelmiş ve oraları terk ederek hicret etmiş olmasın. ona Peygamberlerin atası ve Allah'ın Resûlü Hz. İbrahim'den başlayarak Hz. İsa'ya gelinceye kadar bütün peygamberler yaşadığı toprakları terk ederek hicret etmişlerdir.
Sayfa 140 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
ne mutlu sizlere
Resûlullah'ın (s.a.v) etrafında duran ve canları pahasına da olsa korumaya çalışan Müslüman savaşçılar her yerinden yaralanmışlardı. Çünkü, her biri, atılan okların Resûlullah'a (s.a.v) isabet etmesinden çekindiği için kendini O'nun önüne siper ediyordu. Örneğin; Talha'nın vücudunda 70 küsur yara vardı. Resûlullah'ı (s.a.v) himaye ederken kolu koptu ve çolak oldu. Diğer savaşçılardan Káb b. Mâlik'in vücudunda 17 tane yara vardı.
Sayfa 219 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
Oruç ibadeti bu dinin önemli dayanaklarından, İslâm nizamını oluşturan farzlardan birisidir.
123 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.