Cüzzam Orta Çağın korkulu rüyası... Toplumdan izole edilmiş insanların acı hikayesi yüzyıllar boyu had safhada bir burukluk yaratmıştır. Üstüne üstlük izolasyon bir Cüzzam hastasına yapılan en makul müdahale olmuştur çoğu zaman. Tecride maruz kalmayıp öldürülenlerin sayısı da az değildir. Peki modern çağlarda durum nasıl? Günümüzde artık Cüzzam tedavi edilebilir, önlenebilir bir hastalık. Ama hastalığın çözüm aşaması 20. yüzyıla kadar uzar. Dünyanın muhtelif yerlerindeki hastaneler kapanır ve Cüzzam tamamen eradike (yok olma) edilir. Ama Elazığ'daki hastane kapanırken acı, dram, aşk, hasret, gurbet, vefa sadakat vb. kavramların ne demek olduğuna dair yüzlerce hikaye hatırlayanların dimağına saplanır. Bu güzel hikayeler birbiriyle bağlantılı eskiye özlemi tetikleyen bir üslupla Muhammet Yalçın Azizoğlu'nun girişimleriyle bir hazine misali toprağın altından çıkarılır. Üstelik gerçekliği o kadar barizdir ki ışıltısını ancak okuyanlar fark eder. Çünkü bu güzel, özgün konudaki gerçeği fazla kurgu hastanelerin ilaç kokusunu burna getirecek kadar insanı sarmalar. Hastalık yaşanmadan bilinmez ama acı yaşanmadan hissedilir. Acıyı hissettiren satırlar aşkına... İyi ki edebiyat var.