Kısasa sebep olan suçun maktul ve maktul yakınlarına veridği zarar, topluma verdiği zarardan daha fazla ve kuvvetli olduğundan, kısasta kul hakkının daha ağır olduğuna hükmedilmiştir.
Bazı mendubların yapılması tek tek birey itibariyle mecburi değilse de toplum itibariyle mecburidir. Zira bazı mendubların toplum olarak terki milletin ve dini kültürün yok olması demektir.
Klasik dönem İslam hukukçuları arasında tartışılmış ve şu görüşler olmuştur:
i. Kocanın nafakayı temin edememesi nedeniyle kadın boşanma davası açamaz. Kadın bu durumu sabırla karşılar, kocasından izin alarak dışarıda çalışır ve aileye katkıda bulunur. Ya da kocası adına borçlanmak için mahkemeden izin alır. Bu Hanefilerin benimsediği görüştür. Onlara göre, nafakayı temin etmekten aciz olan kocadan nafaka yükümlülüğü düşer(...)
ii. Kadın, kocasının nafakayı temin etmekten aciz kalması nedeniyle, mahkemede boşanma davası açabilir. Çünkü, bu durumda kadına böyle bir hakkın verilmemesi, kadına zarar veriyor halde de olsa, kadını nikah altında tutma hakkının varlığının kabulü anlamına gelir. Halbuki ayette kadınlara zarar verilerek nikah altında tutulması yasaklanmaktadır(...) Bu çoğunluğun kabul ettiği görüştür.
"Bir bölgede ezan okunması yasaklanacak olsa, devlet zoruyla ezan okunur. Hiç kimse cemaatle namaza gitmeyecek olsa buna müsaade edilmez. Müslümanlardan bir bölge ahalisi evliliği terk edecek olsa buna müsaade edilmez. "