‘Engelleyici devlet’ rolünü oynaması ve özellikle İngiltere başta olmak üzere batı emperyalizminin desteklediği yahudi yapının kurulması düşüncesi, İslâm dünyasının kalbinde batıcı, siyonist, emperyalist tehlikenin zirvesini temsil etmektedir. Çünkü, İslâm dünyasının Asya ve Afrika’daki iki kanadını birbirinden ayrı iki parçaya bölmeyi hedeflemektedir. Bahsedilen proje, bu yönüyle İslâm dünyasını zayıflatmayı, onun birliğini engellemeyi ve hammadde üreten bir üretici ama batı üretiminin de tüketim pazarı olarak başkalarına kuyruk, kendi dairesi içerisinde, kendi kabuğuna çekilmiş, kalkınmaktan aciz, dağınık hale getirilmiş, İslam ümmetinin birliğini zayıflatıp engellemeyi amaçlamıştır. Aynı zamanda yıkılış dönemindeki Osmanlı Devleti’nin yerini tutacak büyük İslâmı bir gücün ortaya çıkmasını engellemeyi de amaçlamaktadır. Hiç şüphesiz siyonist yahudi yapının varlığını sürdürmesi ve -düşman bir ortam içinde- yerleşip gelişmesi denklemi onun etrafını saran Müslüman ülkelerin zayıf, birbirinden ayrı ve geri kalmasının sağlanmasıyla yakından ilişkilidir. Aynı şekilde İslâm ümmetinin kalkınma, birlik ve güç sahibi olma denklemi de kalbine çöreklenmiş bu siyonist projenin sonunun getirilmesiyle yakından ilişkilidir.