1963 yılında Kayseri’de doğdu. Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1986) ve Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü’nde lisans eğitimi gördü (1993). Yüksek Lisans (1988–1990) ve doktora (1991–1995) eğitimimi Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında tamamladı.
Elazığ Ortaokulu’nda öğretmenlik (1986–1994), Malatya İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde İlköğretim Müfettişliği (1994–1996) görevlerinde bulundu.
Muğla Üniversitesi (1996–1998) ve Erciyes Üniversitesinde (1998–2010) Yeni Türk Edebiyatı yardımcı doçenti olarak çalıştı. Halen, Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yeni Türk Edebiyatı doçenti olarak görev yapmaktadır.
ESERLERİ:
1.Romantik Bir Toplumcu Gerçekçi Öncü: Reşat Enis Aygen, MEB Y, Ankara 2009.
2.Huzur’dan Yeni Hayat’a Çağdaş Türk Romanında Kahramanın Sonsuz Yolculuğu, Laçin Y., Kayseri 2009.
3.Safvet Nezihi, Kadın Kalbi, Yayına Hazırlayan: Mümtaz Sarıçiçek, Laçin Y., Kayseri 2009.
4.Modern Kahramanın Mitolojik Yolculuğu
Tez-mer Yayınları, Kayseri 2013
Türkeş Bey'in ölüm yıl dönümü...
Sosyal medyada çok geniş bir kesim baş sağlığı mesajı yayımlayıp rahmet diledi... Buna karşılık bazı olumsuz söylemlere de rast geldim... Ölü-diri hiç kimse eleştiri karşısında bağışıklı olamaz. Buna karşılık, bu olumsuz mesajların eleştiri doz ve sınırlarının ötesinde ve ayarsız oluşu düşündürücü...Bir
.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, şehirdeki tabelaların sadece Türkçe olması yönünde karar almış.
Bu tutumu, Kayseri'den ve tüm Türkiye belediyelerinden de bekliyoruz.
Sadece işyerlerinde değil, apartman/site adlandırmalarında da bu zorunluluk olmalı.
Kayseri gibi sözde "muhafazakâr" kimlikli bir şehirde "The Loft Kayseri", "Sümer Tower" ve benzeri adlandırmaları kabul edilir bulmuyoruz. Üç beş masalı, kıyıda köşede kalmış bir lokantanın "El leziz" adını koyması hangi akla hizmet ediyor, anlamak mümkün değil. Madem ki, insanlar kendiliğinden bu hassasiyeti göstermiyor; Belediye/Valilik sorumluluk üstlenmeli; Türkçe dışında adlandırmalara izin vermemelidir.
.
Birinci Dünya Savaşı sürerken Mehmet Akif, müttefikimiz Almanya'ya bir seyahat gerçekleştirir. Bu esnada, bizi kendi saflarında savaşa sokan Almanya'da kilise çanlarının da katıldığı bir kutlamaya şahit olur. Neyin kutlandığını sorduğunda aldığı cevap tarihe geçecek bir ibret hikâyesidir. Almanlar, en büyük düşmanları! İngilizlerin Türklerden Kudüs'ü almalarını kutlamaktadır...
İnanılmaz gibi görünen bu bakış açsının hâlde de sürdüğü aşikardır. Suriye'yi on yıldır darmadağın eden; orada vekalet savaşları yürüten tüm emperyalistler Türk ordusuna karşı derhal ittifak kurdular. Arap, Acem, İngiliz, Alman, Fransız, Rus, Çin vd el ele Türkleri durdurmak için aynı safta buluştular.
"Türkün Türkten başka dostu yoktur." diyenler daima suçlandı; suçlanıyor ama birkaç istisnayı saymazsak haklı görünüyorlar...
Tanrı Türkü korusun.