Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mümtaz Turhan

Mümtaz TurhanGarplılaşmanın Neresindeyiz? yazarı
Yazar
8.6/10
56 Kişi
231
Okunma
54
Beğeni
3.440
Görüntülenme

Hakkında

Türk sosyal psikolog, akademisyen ve İstanbul Üniversitesi Deneysel Psikoloji Kürsüsü Başkanı Fakir bir ailenin çocuğu olarak, 1908 yılında Erzurum’da doğdu. Babasının adı Şerif, annesinin adı ise Cevriye idi. Fakat içinde çocuk yaşlarından itibaren büyük bir okuma aşkı ve gayreti yatıyordu. 1924’de Kayseri Sultanîsi’nin (lise) ilk ve orta kısımlarını, 1927’de de Bursa Lisesi’nden naklen geldiği Ankara Lisesi’ni bitirdi. 1928-1935 yılları arasında toplam yedi yıl Almanya’da kaldı. Berlin ve Frankfurt Üniversiteleri’ni bitirdi. Bu sonucu üniversitede 1935’de doktorasını verdi. Ertesi yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne asistan olarak girdi. 1939’da doçent oldu. 1944’de İngiltere’ye gitti. 1952’de Tecrübî Psikoloji Kürsüsü profesörlüğüne yükseldi. 1949-1951 yılları arasında Birleşmiş Milletler Sosyal Komisyonu’nda Türkiye temsilcisi olarak çalıştı. Diyarbakır 1921 doğumlu Mevhibe (Öğel) Hanım’la evlendi. Nesrin (1946) ve Fügen (1951) adında iki kızları vardı. Almanca, İngilizce ve Fransızca gibi iki büyük Batı dilini bütün nüansları ile bilirdi. Misyonu Türkiye'de Tecrübi Psikoloji kürsüsünü kuran büyük bilgin. Bilime büyük hizmetler vermiş olan Prof. Dr. Mümtaz Turhan, komünist ve sosyalist görüşlerin ütopyadan ibaret olduğunu savunduğu için basından fazla ilgi görmemişti. Mümtaz Turhan, pek kısır olan son çağ Türk düşüncesinin birkaç önemli kilometre taşından biridir. Turhan, Türkler’in Doğu medeniyetinden Batı Medeniyeti’ne taşıdığı değerleri çok iyi yorumlamıştır. Türkiye’nin kalkınması ve yükselmesi için yaşayan, fikir üreten, eserler yazan ve yayınlayan, adam yetiştiren büyük bir Türk milliyetçisi olan bu büyük alimimizi 60 yaşında iken 1969’da kaybettik. Onun emsalsiz eserleri bu arada “Atatürk İlkeleri ve Kalkınma” adlı eseri Türk devlet adamlarına ve Türk Milleti’ne bir siyasî vasiyet gibidir. Bu eserindeki temel görüşler ve düşünceler Türkiye’nin kalkınması ve yükselmesi yolunda verilmiş bir cihat gibidir. Ölümü üzerine yazdığım bir yazıda Fikret’in bir beyitini tekrar etmiştim: “Öyle bir nehr–i muazzam gibi cuş etmişsin, Fakat eyvah, çorak yerde akıp gitmişsin! Sana bir başka zaman başka diyar, lazımdı, Sana bir alem–i lahut nişan lazımdı...” O aynı zamanda yaşadığı yıllarda büyük bir sessizlik içinde eserler ve fikirler ürettiği için hiçbir zaman kıymeti bilinmemiş bir büyük deha idi. Türk Milleti’nin ve Türk devletinin fikirlerinden gerektiği gibi faydalanamadığına tarih şahiddir. O kadar “merdümgiriz” bir hayatı vardı ki öldüğünde gazetelerde ölüm haberi bile üç gazetenin son sahifelerinde küçük bir haber olarak geçmişti. Bazı eserleri Almanca ve İngilizce gibi dillere de çevrilmiştir. En ünlü eseri (Batı ülkelerinde bile emsali nadirdir) önce İngilizcesi yayınlandıktan sonra Türkçe ilk baskısı 1951’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi yayınları arasında çıkan “Kültür Değişmeleri”dir. Maarifimizin Ana Davaları ve Sazı Hal Çareleri, Garblılaşma’nın Neresindeyiz?, Üniversite Problemi, Toprak Reformu ve Köy Kalkınması ve son önemli eseri (ki Türk Milleti’ne ve Türk devlet adamlarına bir siyasetname ve bir millî vasiyet gibidir) Atatürk İlkeleri ve Kalkınma: Sosyal Psikoloji Bakamından Bir tetkik (1965). Henüz kitaplaşmamış pek çok makalesi, konferans metinleri de bulunmaktadır. Adına adanmış özel sayılar ve armağan kitaplarında geniş bibliyografyası neşredilmiştir. Rahmetli büyük bilginimizin ölümünden hemen sonra Hayat Tarih Mecmuası’nda yapılan bir değerlendirmede şu satırlar vardır: “... Mümtaz Turhan, pek kısır olan son çağ Türk düşüncesinin birkaç şahsiyetinden biridir. Türkiye’nin ve Türk toplumunun Doğu medeniyetinden Batı medeniyetine geçme çabası ve bu çabanın tarihî tahlili üzerinde yapılan ilk ciddî deneme olan ve yazarın şaheseri sayılan “Kültür Değişmeleri’nden sonra, gittikçe daha aktüel mevzuları işledi. Çağdaş medeniyet seviyesine çıkabilmemiz için lazım gelen şartlar üzerinde çalıştı. Ölüm/kalım davamız olan bu kalkınma meselesinde, hayale olduğu kadar ümitsizliğe de yer vermeden, tamamen ilmî ve gerçekçi incelemeler yaptı. Henüz altmış yaşında kaybettiğimiz Mümtaz Turhan, fikrî ortamın lise seviyesinde yazılarla nadiren demagoji ve polemik olmaktan çıkabildiği Türkiye’de, bir yıldız gibi parladı. Son aylarda Millî Eğitim Bakanlığı’nda Sosyal Bilimler Komisyonu Başkanı ve bu sıfatla Bin Temel Eser Kurulu üyesi olarak çalıştı (Bu dizideki en güzel ve sağlam eserlerden birisi de onun Kültür Değişmeleri eserinin yeni baskısıdır). Türk ilminin ilmi şeref ve haysiyetini temsil eden bir sima oldu. Ucuz şöhrete iltifat etmedi. Nadir ilim ve fikir adamlarımızdan biriydi. Bütün bu vasıfları ile Prof. Dr. Mümtaz Turhan, asla layık olduğu anlayışlı çevreyi bulamadı. Böyle bir şahsiyeti değerlendirebildiğimizi iddia edemeyiz. Birinci sınıf ve yüksek tirajlı gazeteler kendisine sütunlarını kapamışlardı. Çünkü solcu değildi. Kalkınma mevzuunda parlak ve kolay yol göstermediği için kendisinden çekinen hükümetler, fikrî seviyesinden ürken ve eserlerini kıskanan ilmî çevreler oldul Cazip şöhretlere sayfa sayfa mersiyeler yazılan basınımızda da Mümtaz Turhan’ın pek vakitsiz ufûlü, layık olduğu akisleri yapmadı. Ölüm haberini yalnız bir, iki gazete, son sayfalrında verdiler. Türk Milleti’nin bir Prof. Turhan daha yetiştirmesi kolay olmayacaktır. Mümtaz Turhan gibi değerlerimiz varsa bunların çoğu mütevazı ve istemesini hiç bilmeyen, yaygaradan ve reklamdan nefret eden insanlardır. Ancak bu insanları değerlendirmeyi, onlardan şöyle böyle değil de, kapasiteleri nisbetinde faydalanmayı öğrenmedikçe, Türk devleti için gerçek kalkınma, ufukların ötesinde kalacaktır! Temel eserleri dışında pek çok ve hacımlı tercümeleri de bulunan Mümtaz Bey’den sonra kürsü başkanlığına gelen ve onun yetiştirdiği en değerli alimlerimizden olan Erol Güngör de 45 yaşında aramızdan ayrıldı. (Bu dizinin ileriki seyri içinde ondan da bahsedeceğiz) Bugün aynı kürsü başkanı olan ve Mümtaz Bey’in eski bir arkadaşının, Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık’ın küçük oğlu, İsmail Alev Arık da Mümtaz Turhan’ın yetiştirdiği çok değerli bir bilim adamımızdır.. Mümtaz Bey’in öğrencisi olmak bahtiyarlığına eren kişiler arasında yine genç yaşta, doçent iken yitirdiğimiz Namık Ayvalı da vardır. Onun öğrenciliğinde bulunanlar, Hoca’yı hiçbir zaman unutmazlar, unutamazlar. TEMEL GÖRÜŞLER (.....) Binaenaleyh kalkınma veya garplılaşma ile ifade edeceğimiz bu umumi, bütün cemiyete şamil içtimai vetirenin gerçekleşmesinin tek çaresi garptan, ilimle, ona dayanan tekniği almaktır. Bunun için de bol sayıda birinci sınıf ilim ve teknik adamları yetiştirmek, hakiki ilim müesseseleriyle araştırma enstitüleri kurmak mecburiyetindeyiz. Hakikatte Japonya, Rusya gibi sonradan garp medeniyetine intisap eden memleketlerin muvaffak olmalarının sırrı da budur. Bizim bu münasebetle yanıldığımız noktalardan biri de, ilmi mekteplerde, hatta üniversitede okutulan şeylerle, edinilen malumatla bir tutmak veya sadece ilk tahsille garp medeniyetine intisap edebileceğimizi zannetmektir. Bunlar ancak ilmin başlangıcı ve ona giden yollardır. Hedefe yetişmedikçe bu yolun herhangi bir merhalesinde bulunmuş olmanın bir kıymeti yoktur. Bunun gibi, bütün şartları ve şümûlü ile ilmi ve ilmi zihniyeti edinmeden, birinci sınıf ilim ve teknik adamlarından, bunların yardımcılarından teşekkül eden asgarî kadroya sahip olmadan, garbın tekniğine kavuşabileceğimizi, sanayileşeceğimizi, devamlı bir şekilde kalkınabileceğimizi de zannetmek büyük bir hatadır. Nitekim iki yüz seneden beri edindiğimiz acı tercübeler, muhtelif denemelerin, teşebbüslerin müsbet bir netice vermemesi, hepsinin başarısızlığa uğraması da bunu göstermiştir. Hakikatte bundan takriben 120 sene evvel Abdülmecit daha şehzadeliği zamanında Türkiye’yi İngiltere gibi bir sanayi memleketi haline getirmeyi kafasına koymuş, padişah olur olmaz bütün salahiyetlerini kullanmak, halkı ve hususi sermayeyi teşvik etmek suretiyle memleketin muhtelif yerlerinde 15, belki de daha fazla fabrika, imalathane kurmuştu. Fakat bu fabrikalardan bize ancak üç tanesi intikal edebilmiştir. Bunun sebebi, hiç şüphesiz bir fabrika kurmanın ne gibi şartlara bağlı olduğunun ve ilimle tekniğin arasındaki münasebetin bilinmemesi, elde kafi miktarda mütehassıs elemanların mühendis, tekniker, usta ve kalifiye işçilerin bulunmaması ve bir de memleketin ihtiyaçlarını, imkanlarını göz önünde tutan umumi bir kalkınma planının mevcut olmamasıdır. İşte bizim her devirde rastlanan gafletlerimizden birisi de budur. Ana şartlara riayet etmeden, zaruri tedbirleri almadan sihrin kudretine inanıyormuş gibi hareket ederek memleketi çok kısa bir zamanda kalkındıracağımızı vehmetmekteyiz.” Deneysel Psikoloji kürsüsünü kuran ve İmam Hatip Liselerinin kurulmasında rolü bulunan bilim insanıdır. İlk Sosyal Bilimler Lisesine onun ismi verilmiştir. 1969 yılında vefat etti. Selçuk Üniversitesi eski rektörü Erol Güngör'ü keşfetmiş onun akademi macerasına önayak olmuştur. Eserleri Kitapları 1) Yüz İfadelerinin Tefsiri Hakkında Tecrübî Bir Tetkik, Rıza Coşkun Matbaası, İstanbul, 1941. 2) Kültür Değişmeleri, Sosyal Psikoloji Bakımından Bir Tetkik, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, İstanbul, 1951. 3) Maarifimizin Ana Davaları ve Bazı Hal Çareleri, Bedir Yayınevi, İstanbul ,1954. 4) Garplılaşmanın Neresindeyiz, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1958 5) Toprak Reformu ve Köy Kalkınması, Bedir Yayınevi, İstanbul, 1964. 6) Atatürk İlkeleri ve Kalkınma, Şehir Matbaası, İstanbul, 1965. 7) Üniversite Problemi, Yağmur Yayınevi, İstanbul, 1967. Çevirdiği Kitaplar 1) E. Kretschmer’den Beden Yapısı ve Karakter, Devlet Matbaası, İstanbul, 1942. 2) V. Peters’den Ergenlik ve Delikanlılık Çağı, Rıza Coşkun Matbaası, İstanbul, 1944. 3) D. Krech-R.S. Crutchfield- E.L. Ballachey’den Cemiyet İçinde Fert I, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1969. 4) D. Krech-R.S. Crutchfield- E.L. Ballachey’den Cemiyet İçinde Fert II, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1969. (Bu eserin ikinci cildi M. Turhan’ın ölümü dolayısıyla eksik kalmıştır. Kitabın 48-54 ve 357-411. sahifeleri asistanı Erol Güngör tarafından tercüme edilmiştir.)
Unvan:
Türk Sosyal Psikolog, Akademisyen
Doğum:
1908
Ölüm:
1 Ocak 1969

Okurlar

54 okur beğendi.
231 okur okudu.
4 okur okuyor.
267 okur okuyacak.
5 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsan,yaratıcı olmasa da…ihtiyaç duyan ve icat edendir!!!
İnsan yaradılışı itibari ile taklide mütemayil, itiyatlarına bağlıdır; yaratıcı ve icatkâr değildir.
Sayfa 15 - Altınordu YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
İttihat ve Terakki Kongresi-1917_Ziya GÖKALP(.)
Bizim mekteplerimizde tedris; hafızayı bir çok tafsilat ile doldurmaktan ibarettir. Yaratıcı ilim henüz mekteplerimize girmemiştir.
Sayfa 145 - Altınordu YAYINLARIKitabı okudu
Ziya Gökalp'in tespitinin hala geçerli olması...
Bizim mekteplerimizde tedris(öğretim); hafızayı birçok tafsilat ile doldurmaktan ibarettir. Yaratıcı ilim henüz mekteplerimize girmemiştir... Halbuki yaratıcı ilim melekesine malik olmak, birçok yaratılmış bilgileri ezberlemekten bin kat faydalıdır.
Sayfa 145
"Hakikatte, biz, insanımızın umumi mesleki, teknik bilgisini arttırmadan, ona yeni maharetleri kazandırmadan, istidatlarını inkişaf ettirmeden ve dünya görüşünü, zihniyetini ilmi esaslara göre değiştirmeden, yani ona ilim zihniyetini aşılamadan sadece fabrikalar, geniş caddeler açmak, parklar, barajlar, limanlar yaptırmak, lüks otomobiller, kombine ziraat aletleri, radyolar, buzdolapları vs. almak ve batılı kanunlar, nizamlar vazetmek suretiyle garplılaşacağımızı zannetmiştiz."
Sayfa 66 - Altınordu YayınlarıKitabı okudu
İnsan psikolojisini iyi bilmemekten midir yoksa çocuğa layık olduğu kadar ehemmiyet vermemesinden midir muallimlik, herkes tarafından yapılabilen basit, kolay bir meslek olarak kabul edilmektedir.
Mümtaz Turhan
Mümtaz Turhan
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
207 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kültür Değişmeleri Üzerine
Mümtaz Turhan’ın adı sık sık atıflarda geçmesi ve ödevlendirilmemiz sonrası okuma imkanı bulduğum bir eser. Erzurum’da yaz tatili dönemlerinde farklı zaman dilimlerinde gözlemleri sonucu köy cemaatinde meydana gelen değişmeler üzerine İngiltere’de doktora çalışması olarak da sunulmuş ve kitaplaştırılmış çalışmalar ürünü. Kültür ve uygarlık arasındaki farklılıkların üzerinde durup iki farklı kültür karşılaşması sonrası serbest ya da zorunlu kültür değişmelerinin ortaya çıkışı ve batı(garp) medeniyeti üstünlüğü ve iptidai kavimler üzerine kaleme alınmış yazılarını içermekte. Akademik çalışmalar izlenimi verse de gözlemlerini aktarır ve ötesinde konuya yaklaşımı,analizlerini,çözümlemelerini sayfalar dolusu teferruat ile malumat seviyesinde fikirler dercetmiş TURHAN. Kültüre ilgi ve merak duyanlar okuyabilir elbette. Keyifli okumalar diliyorum
Kültür Değişmeleri
Kültür DeğişmeleriMümtaz Turhan · Altınordu Yayınları · 201597 okunma
135 syf.
10/10 puan verdi
İlk baskı yılı 1959 olan bu değerli kitabı okuyunca hala aynı problemleri yaşadığımızı yani hiçbir ilerleme kaydetmemiş olduğumuzu görüyorsunuz.Bu durumla yüzleşip,kitapta vurgulanan noktalara dikkat edersek şu gelişmekte olan ülkeler sınıfından gelişmiş ülkeler sınıfına yükseleceğimiz kesin.Turhan,İnsan unsurunun Batılılaşma için en temel özellik olduğunu vurguluyor.Neredeyse 60 yıldır kitaptaki önerileri yerine getirmemişiz,bakalım bundan sonra getirecek miyiz? .
Garplılaşmanın Neresindeyiz?
Garplılaşmanın Neresindeyiz?Mümtaz Turhan · Altınordu Yayınları · 2015130 okunma
270 syf.
7/10 puan verdi
Eser, toplumumuzun nasıl Batılılaştığını ele almaktadır. Bunu yaparken kavramları açıklamakta, Batılılaşmaya devirlere ayırmakta, bu devirlerin sosyolojik, psikolojik ve siyasi sebep ve sonuçlarına devrin tahlilleri kısmında yer vermektedir. Yer yer taraf tuttuğunu düşündüğüm eserde göçlerden ticarete, siyasetten savaşa, coğrafi özelliklerden kaynaklanan Batı ile muhataplığı detaylıca anlatmıştır. Batılılaşmanın edebiyat, dil, kıyafet, sosyal yaşam gibi toplumumuz üzerindeki etki ve sonuçlarını merak edenler açısından iyi bir eser denilebilir.
Kültür Değişmeleri
Kültür DeğişmeleriMümtaz Turhan · Altınordu Yayınları · 201597 okunma