Münib Engin Noyan

Münib Engin NoyanAşk Düşünce Yollara I author
Author
8.6/10
491 People
2,239
Reads
150
Likes
12.4k
Views

Newest Münib Engin Noyan Quotes

You can find Newest Münib Engin Noyan quotes, newest Münib Engin Noyan book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
1940 lar Bakırköy İncirli Caddesi
1940'dan sonra İncirli caddesinde yapılaşma artmaya başladı. Evimizin karşısındaki geniş arazideki görkemli ceviz ağaçları birer birer kesildi ve yerlerine "kübik" stilde modern villalar inşa edildi. Bu villaların birine taşınan Fuat Rutkay, evinin arkasına rastlayan arsada "Halk Film Stüdyosu"nu kurdu. Burada çevirilen yerli filmlerin bazı sahneleri için bizim bahçemizden faydalanıldığı olurdu. Bol ağaçları, çiçek tarhları, süs bitkileri ve içindeki müştemilatıyla bahçemizin değişik köşeleri o tarihlerde çevrilen Türk filmleri sayesinde ölümsüzlüğe kavuştu. Fuat Rutkay'ın evinin yanında Türk Müziğinin ünlü sanatçılarından Suzan Yakar'ın villası vardı. Buraya sık sık başka sanatçılar da gelir, hareketli bir hayat gözlenirdi. Zamanla bütün tarlalar, bağlar yerlerini küçük bahçelerle çevrili binalara bıraktı. O güzelim konaklar yıkıldı, yerlerine sevimsiz beton apartmanlar dikildi. Bizim vaktiyle içinde yaşadığımız Karakaş Konağı'nın bulunduğu yerde şimdilerde İncirli Sineması'nın açılmış olduğunu duydum...
Sayfa 402Kitabı okudu
Tevfik Bey ve Refik Halid Karay Nilgün Romanı
Eşimin, aralarındaki yaş farkının fazla olmamasından dolayı "ağabey" diye hitab ettiği küçük amcası Refik Halid Karay, Bakırköy'de kaldığı süre içinde, bildiğim kadarıyla ünlü "Nilgün" romanının hazırlıklarını yaptı. Kayınpederim bir keresinde bize, onun akşam serinliğinde deniz kenarındaki gazinolardan birinde bir ziyaretçisiyle buluştuğunu ve onun anlattıklarını not ettikten sonra üzerinde çalışıp roman hali- ne getirdiğini söylemişti. Konusunu gerçekten yaşanmış bir olaydan alan "Nilgün" romanı yayımlandığında o kadar büyük ilgi gördü ki o yıllarda kızlara "Nilgün" adının verilmesi adeta moda oldu.
Sayfa 395Kitabı okudu
Reklam
1940lar Türkiye
Artık Türkiye'de de, çok yakınımızda sürdürülen savaşın et kileri ciddi olarak hissedilmeye başlamıştı. Umulmadık bir anda bir hava saldırısıyla karşılaşmamak için geceleri karartma yapılıyordu Evlerin pencereleri, dışarıya ışık sızmaması için koyu renk perdelerle kapatılıyor, sokak lambalarının camları lacivert renge boyanıyor, za man zaman da deneme alarmı veriliyordu. Her evin bir sığınağı ol ması şart koşulmuştu. Alarm verildiği zaman herkes sığınaklara girmek zorundaydı. Bazı geceler gökyüzü projektörlerle taranıyor, şüp he uyandıran her belirti dikkatle araştırılıyordu. Avrupa'da milyonlarca insanın yıllardır bu ürkütücü koşullar altında yaşadığını ve daha da kötüsü, tepelerine bombaların yağdığını, her an feci bir ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını düşündükçe, içim kan ağlıyordu.
Sayfa 342Kitabı okudu
Sen Ezan-ı Muhammedi nedir bilmezsin, bilemezsin..Hatta belki ondan nefret bile edersin ama göstermelik de, yapmacık da olsa sergilediğin içi boşalmış saygı, değil sana, cümle aleme onu dinletir ve eminim bu davet bir yerde birilerinin mutlaka kalbini titretir!
Sayfa 179Kitabı okudu
De ki: “ hiç gören ile görmeyen bir olur mu? En’am, 50
Sayfa 177Kitabı okudu
Hiç sorgulamadan-ırgalamadan, akıllara durgunluk verecek bir saplantı haline getirdiğimiz "çağdaşlık" sevdamız alabildiğine kör etti bizi.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
“Yaman bir imtihan bu besbelli, sabrı tevekkülü elden bırakma..”
Allahım! Sen nasıl sever ve nasıl uygun görürsen öyle olsun!
Sayfa 153Kitabı okudu
“Doğrusu biz Allah’a aitiz ve muhakkak O’na döneceğiz.” Bakara, 156
Sayfa 145Kitabı okudu
1943 Almanya
Başlangıçta Hitler, Alman halkına birkaç ayda amaçlarına ulaşacaklarını ve savaşı sona erdireceklerini vaadettiyse de, ateş gittikçe yayılıyor, ortalığı kasıp kavuruyordu. Gerçi akrabalarımdan sık sık haber alıyorduk, ama Almanya'dan gelen mektuplar hep sansürden geçtiği için, kimse gerçek durumu ve asıl düşüncelerini anlatamıyordu. Bu yüzden suya sabuna dokunmayan belli kelimelerden ve cümlelerden ibaret haberlerle yetinmek zorunda kalıyorduk: "Bizi merak etmeyin, hepimiz iyiyiz, sağlığımız yerinde. Yakında bu savaş bitecek ve yine birbirimize kavuşacağız..." Bombardımanların dehşetinden, yıkılan şehirlerden, ölen insanlardan, açlıktan, yokluktan, bezginlikten şikayet edenlerin mektupları hedeflerine ulaşmadığı gibi, o mektupları yazan kişiler de rejim düşmanı damgası yiyerek kendilerini toplama kamplarında buluyorlardı!
Sayfa 331Kitabı okudu
835 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.