İnsanları olduğu gibi kabul etmek yerine sanki boş bir deftermiş gibi çizip karalıyorlardı. Oysa insan bir romandı, insan bir hikayeydi ve geri kalan herkes okumakla yükümlüydü. Herkesin kaygısı bir insanı anlamak olmalıydı, değiştirmek olmamalıydı.
Gülüp eğlenmeliydim,
Su gibi akmalıydım şu yaşımda.
Oysa ağır ağır düşünüyorum geleceği.
Kaç gecem daha böyle uykusuz geçecek?
Beni felaketler değil düşünmek mahvedecek.
"Gülüp eğlenmeliydim su gibi akmalıydım şu yaşımda ; oysa ağır ağır düşünüyorum geleceği. Kaç gecem daha böyle uykusuz geçecek? Beni felaketler değil düşünmek mahvedecek."
Gülüp eğlenmeliydim,
Su gibi akmalıydım şu yaşımda,
Oysa ağır ağır düşünüyorum geleceği...
Kaç gecem daha böyle huzursuz geçecek?
Beni felaketler değil düşünmek mahvedecek.
Gülüp eğlenmeliydim,
Su gibi akmalıydım şu yaşımda,
Oysa ağır ağır düşünüyorum geleceği...
Kaç gecem daha böyle huzursuz geçecek?
Beni felaketler değil düşünmek mahvedecek.
Maya'nın trajik hikayesi. Dünya üzerindeki hırs gibi anlamsız duyguların nelere yol açabileceği kaç çocuğu annesiz, babasız,kardeşsiz, arkadaşsız bırakabileceği anlatılmış kitapta. Kitapta verilmek istenen mesajlardan biri sevdiklerinize çok geç olmadan sevildiklerini hissettirmenin ne kadar önemli olduğu. Acımasız dünyayı küçük bir çocuğun bakış açısıyla görebilmek adına güzel bir kitap denebilir. Eğer; Küçük Prens, Charlie'nin Çikolata Fabrikası, Şeker Portakalı gibi kitapları okuduysanız ve beğendiyseniz bu kitabı da beğenirsiniz.
Merhaba. Bugün Murat Ali Ersanin, "KUŞLAR AĞACI" kitabını okudum. Öncelikle bunu söylemeliyim ki kitap çok akıcı, sade, güzel bir dille yazılmıştı ve ben bu kitabı çok severek okudum. Kitabi okurken bambaşka duygular hissettim. Sanki kuslar agaci altında oturmuş bütün olanları izliyordum ve hissediyordum.
Ben o kuşlar ağacının altında kendini doğru sanan yapay bir toplum gördüm. Ben orada sevgiyi, hüznü, acıyı, mutluluğu hissettim. Ben orda masum, sevgi dolu olan koca bir adam tanıdım ve ben o koca adamı çok sevdim. Aymaz senin ve sevgili yazarın utopyasini görmek mükemmel bir duyguydu. Arayı çok açmadan tekrar okuyacagima eminim.
Kuşlar AğacıMurat Ali Ersan · Dorlion Yayınevi · 202020 okunma
Hayata geldiğimiz günden beri, hayat bize küçük oyunlarını sergilemeye başlar. Bazen bizi usandırır bazen üzer bazen mutlu eder . Bazen dondurması alınmış küçük çocuk gibi üzer bazende bayram elbisesini giymek için bayram sabahını sabırsızca, heycanla bekleyen bir çocuğun sevincini yaşatır bizlere. Büyüdükçe bu küçük oyunlar yerini büyük oyunlara bırakır. Can yakar , parçalar, hayalleri yıkar. Dayanamaz oluruz, bitsin isteriz . Ama hayat üzerimizden ellerini çekmez, hep yanı başımızda biter.
Ya topluma ne demeli hayattan pek farksız değillerdir. Eleştirirler baskı yaparlar istekte bulunurlar. Aslında yaşayamadığı hayallerini bize dayatmaya çalışırlar, tecrübelerini anlatırlar . Ve dayanamaz bu acıya baskıya huzursuzluğa insan ruhu, insanı intihara kadar sürükler belkide.
Sevgili yazarımda toplumdan ve kendi iç dünyasından tecrübe ettikleriyle kaleme almış bu romanı. Sevgisine verdiği emeğin kararlılığı, toplumu ve insanı eleştirmesi, tekrarlanan hayat yapısını ele alarak , bunalmış, hayata dair heycanı kalmamış bir bireyin sevdiği insanı tekrar görme çabasıyla yeniden hayata bağlanmasını , sevginin gücünü, sade dil ve akıcı uslupla anlatmış romanında. Daha fazla ipucu vermek istemem . Okuyun belli mi olur belki iki mavinin arasında, aynı yıldızın altında belkide aynı yollarda, aynı duygularda buluşuruz. Belkide bir gün bizde mahallenin en güzel kızına veya oğluna aşık olur gerçek sevginin peşinden gitmek isteyerek tabularımızı yıkarız.
Sevgiyle kalın.