Murat Erşahin

Murat ErşahinKüçük Sırlar Dükkanı yazarı
Yazar
7.7/10
17 Kişi
41
Okunma
1
Beğeni
501
Görüntülenme
Kadim ziyaretçileri olan hayal kırıklıkları, hüsranları, olmayışları, hiçbir zaman hiç kimseye derdini anlatamamanın vermiş olduğu yılgınlık hissi kafasının içindeki yuvarlak masanın etrafında kendilerine ayrılan sandalyelere birer birer kuruldular.
Aslında kendisini pek de bu devre ait hissetmiyordu. Hayatın bu kadar maddiyata endeksli, bu kadar mekanik ve teknolojik olması, bu devrin içine doğmasına rağmen, ona göre değildi.
Reklam
''Biliyorum oğlum, elbette uyumadın. Ama ya aslında bir süreliğine uyandıysan ve döndüğünde tekrar uykuya daldıysan?''
Sayfa 101Kitabı okudu
Hayatın bu kadar maddiyata endeksli, bu kadar mekanik ve teknolojik olması, bu devrin içine doğmasına rağmen, ona göre değildi. Ne vakit eski bir mûsikî eseri duysa yahut bir eski yapıya yolu düşse, o eserin bestelendiği döneme, o yapının inşâ edildiği tarihe yarı kurmaca yarı gerçek bir zihin yolculuğu yapar, kısa zaman da olsa kendisini içinde bulunduğu devirden soyutlar, nefes almaya çalışırdı.
Dil harab-ı aşkınım sensin sebep berbadıma, Bir teselli ver gelip bari dil-i naşadıma, Taş mıdır bağrın ki gelmezsin benim imdadıma, Dini ayrı kafir olsa rahmeder feryadıma...
"Hayat bir rüyadır belki de...Belki de öldüğümüzde uyanacağız,buna ne dersin?"
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
İnsanların ancak ihtiyaç duyduklarında, bir vesika ya da cansız bir hatıra vesilesiyle fotoğraf çektirdikleri bir devirdi. Pütürlü dokulu, bazı vakit kenarları tırtıklı kartonlara basılan soluk, siyah beyaz, kahir ekseriyetle sepya tonlarındaki, geçip giden an ile nefes alınan an arasında tuhaf bir köprü oluşturan bu "imaj"lar, insanlar için önem taşır, özenle muhafaza edilirdi.
"Kurtarılmayı bekleyen ruhlar var Yusuf Reis,ama yalnızca hak edenler..."
"Tamam sen itmedin beni,ben kendim düştüm,kabul.Peki neden kurtarmadın beni,neden atlamadın arkamdan? Ölümü göze alacak kadar sevmedin mi beni?"
Reklam
"Biriniz gidecek,biriniz kalacak,giden de kalan da arayacak ama bulamayacak"
Kadim ziyaretçileri olan hayal kırıklıkları, hüsranları, olmayışları, hiçbir zaman hiç kimseye derdini anlatamamanın vermiş olduğu yılgınlık hissi kafasının içindeki yuvarlak masanın etrafında kendilerine ayrılan sandalyelere birer birer kuruldular. Aslında dünyadan bir hevesi kalmamıştı. Hani şimdi göçüp gitse neredeyse "Oh be!" diyecek raddedeydi. Eni konu ölmek istiyordu; ama o dış görünüşünün verdiği izlenime taban tabana zıt korkak yapısı yok mu, bir parça da kalbine imanla birleşip bu fikri aklına getirmesine bile mani oluyordu. Biraz cesaret sahibi olmak için çok şeyini verirdi şüphesiz. Ancak geldiği noktada ne verirse versin zaman, hayat ve karakter tersine dönemezdi.
Biraz cesaret sahibi olmak için çok şeyini verirdi şüphesiz.Ancak geldiği noktada ne verirse versin zaman,hayat ve karakter tersine dönemezdi.
"Ahh,ne kadar güzel olurdu değil mi her şeyle bağını şu anda koparabilsen,sıkıntılardan kurtulabilsen,yok ola bilsen..."
İhsan binbir türlü acayiplikle dolu şu alemde,bir tanesinin de kendi başına nasıl olup da geldiğini her nargile akşamında düşünüp durdu.Ama Salim'in bulunamaması gibi,o da bir cevap bulamadı.
Resim