Murat Pehlivanoğlu

İkinci Dünya Savaşı'ında Propaganda yazarı
Yazar
8.5/10
2 Kişi
20
Okunma
1
Beğeni
410
Görüntülenme

En Eski Murat Pehlivanoğlu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Murat Pehlivanoğlu sözleri ve alıntılarını, en eski Murat Pehlivanoğlu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ABD başkanlık seçimleri için organize edilen televizyon programlan seçimin sonucuna etki edecek derecede önemli hâle gelmiştir. Nixon ve Kennedy arasındaki televizyon tartışması bu bağlamda akıllarda kalan bir örnektir. Nixon’un programa çıkarken aksayan ayağı, sahne dekoruna benzer kıyafeti, tıraşsız oluşu, yorgun ve sinirli ifadelerinin ekrana yansımasına karşın Kennedy'nin sorulan sorulara verdiği net cevaplar, enerjisi, tıraşı ve sahne ile olan kıyafet uyumu dikkat çekmiş; 26 Eylül 1960 yılında, televizyon ekranlarındaki bu yayını yüz yirmi milyon kişi izlemiştir. Televizyon, Kennedy'nin geride görürdüğü seçim çalışmalarını sadece yüz yirmi bin oy farkla kazanmasına etki edecek kadar ün kazanmıştır. ABD, televizyonu bir propaganda aracı olarak kullanma faaliyetlerinde yalnızca kendi ülkesiyle sınırlı kalmamıştır. Kendi kültürünü ve anlayışını dünyaya yaymak amacı ile kitle iletişim araçlarının her birinde olduğu gibi televizyonu da etkili şekilde kullanarak sınırlarının ötesinde bir Amerikan kültürü oluşturma hedefine doğru ilerlemiştir.
Sayfa 44 - Ötüken Neşriyat
Stalin, Ekim Devrimi sırasında genç ve silik bir karakteri temsil etmiştir. Daha sonraki devrimci maceraları “gösterişli genelleme propagandası” ile vakti zamanındaki bu hâlinin izlerini silmeye çalışmıştır. Sürekli olarak Lenin'in yakın arkadaşı olarak gösterilmeye çalışılması da bundandır. Fakat yazılan birçok kitap ve eldeki birçok veri Lenin'in, Stalin'i çok sevmediğini ispat eder. Bu da Stalin'in devrim kadrolarına düşman olmasına neden olmuştur. 1930'lu yıllarla beraber, Stalin'in devrim kadrolarını yok etme sürecinin arka planında bulunan gerçek budur.
Sayfa 81 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Hitler Dönemi Propagandasında Edebiyat
Sansür uygulamalarının propaganda tarihindeki en sert örneklerinden biri, Alman halkı tarafından yakılan kitaplardır. Mayıs 1933'te Yahudi yazarların eserlerinin tamamı üniversite bahçelerinde yakılarak yok edilmiştir. Yazarlar arasında Kafka, Zweig gibi edebiyatın önemli isimler de vardır. Bu isimlerin zikredilmesi dahi yasaklanmıştir. Nazi ideolojisinin lehinde tavır sergileyen, Alman kültürünü yaygınlaştıracak eserler desteklenmiştir. Fakat bu kitaplar dahil olmak üzere hiçbir kitap Nazilerin izni olmadan basılamamaştır. Yazılar incelenmek üzere Kültür Odası'na gönderilmiş ve Propaganda Bakanlığı tarafından onay alması sonrası yayımlanabilmiştir. Bu dönem boyunca Almanya tek bir önemli yazar yetiştirememiştir. Daha alt seviyedeki yazarların kitapları ise Germen kültürü ve Führer miti üzerinden oluşturulmuştur. Hitler; propagandasında hatalara pay bırakmamış, her şeyi kontrolü altına almıştır. Nazilerin propagandasında sansür en etkili vöntemlerden biridir. Bakanlığın kontrolü dışında çalışma yürütmek imkânsız hâle getirilmiştir.
Sayfa 133 - Ötüken Neşriyat
karizmayı çizdirmeyeceksin...
ABD başkanlık seçimleri için organize edilen televizyon programları seçimin sonucuna etki edecek derecede önemli hâle gelmiştir. Nixon ve Kennedy arasındaki televizyon tartışması bu bağlamda akıllarda kalan bir örnektir. Nixon'un programa çıkarken aksayan ayağı, sahne dekoruna benzer kıyafeti, tıraşsız oluşu, yorgun ve sinirli ifadelerinin ekrana yansımasına karşın Kennedy'nin sorulan sorulara verdiği net cevaplar, enerjisi, tıraşı ve sahne ile olan kıyafet uyumu dikkat çekmiş; 26 Eylül 1960 yılında, televizyon ekranlarındaki bu yayını yüz yirmi milyon kişi izlemiştir. Televizyon, Kennedy'nin geride götürdüğü seçim çalışmalarını sadece yüz yirmi bin oy farkla kazanmasına etki edecek kadar ün kazanmıştır.
Toplumun televizyonu bir eğlence olarak görmesi propagandacıların elini kuvvetlendirmiştir. İnsanların eğlence aracılığı ile aldığı mesajları sorgulamaması propagandacıların bu mesajları televizyon yayınına yerleştirip iletmesini kolaylaştırmıştır. Bugün toplum genelinde bir alışkanlık ve eğlencenin eve girmiş hâli olarak kabul gören televizyon, insanlara aile bireyleri kadar yakın, uğradıkları propaganda bombardımanını fark etmeyecek kadar hayatın bir parçası olmuştur.
ABD'de yaşanan bir olay radyonun kitleler üzerindeki etkisini kanıtlar niteliktedir. Amerikan C.B.S radyosunda Orsan Welles’in, Merihlilerin dünyayı ele geçirdiğini anlatan bir radyo programı başlamıştır. Olay o kadar yankı uyandırmıştır ki, insanlar New York sokaklarında kargaşa halinde Merihlilerden kaçıyor, bazıları haç çıkarıyor, radyolar aranarak fazlaca bilgi isteniyordu. Sadece bir radyo programıyla kitlelerde bu tesirin yaratılabilmesi, radyonun, her eve girebilecek konuma geldikten sonra geniş kitleleri etkileyerek toplumsal eylem değişikliğine neden açacak kadar kuvvetli bir propaganda aracı hâline geldiğini (belli bir dönem de olsa) göstermektedir.
Reklam