Acımtırak tatlara hükümlü büyümüş çocukluğum
Bir arkadaşlık kapısında
Çok mutlu günler yaşadım ama
Yangınlara koşsam da
Hep durdum önünde
Canım acısa da
Hayali uçurtmalarımı hep yolladım havalara.
Uçurtmalar, sisler dağılınca belli olur.
Kaçıp giden varlığımı seninle yakalıyorum
Yakıp geçtiğim kağıtlarım mevcut
Çırılçıplak kalıyorum rüzgarında
Anlamı yok birçok şeyin, hasret büyük yük,
Her daim insana...
Saçlarından yanlış bir adrese gitmeye korkarım
Hiçbir şey idim, kendimi çok şey sandım
ne İsa'yım, ne Yusuf; sadece Murat'ım
Seni yazmakla mükellefim
İkinci adına yazılan şiirler,
Sanatım!
Geçtim ondan bundan şundan
Oradan buradan şuradan
Aylak bir ilkbaharın ilk günlerinde
Yalnızlığımın depremini ölçüyorum
Hasarını tespit ediyorum
Hasıraltı edilmiş
Yanlış
Yanmış ayrılığın eşliğinde
Kendi iyiliğimin eşiğinde.
Sen hangi mevsimin yağmurusun?
Bir kalbi ısıtan,
Ölesiye yalnızlığı alıp,
Karanlık bir yüzü ölümden koparıp,
Tam ışığın ortasına koyan...
Hadi fısılda kulağıma,
Fısılda ki kimseler duymasın.
...