Murat Yıldırım Sözleri ve Alıntıları
Murat Yıldırım sözleri ve alıntılarını, Murat Yıldırım kitap alıntılarını, Murat Yıldırım en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bakın, bizim halkımız İngilizce konuşmuyor, ama bir İngiliz gibi, bir Amerikan gibi yaşıyoruz. Cenaze törenlerine gittiğinizde, insanların siyah elbiseler giydiğini görüyoruz?
Bu âdet nereden çıktı? Bizim örfümüzde var mı böyle bir şey? Bizim dedelerimiz, atalarımız, cenaze törenlerinde siyah elbise mi giyiyordu? Hayır. Peki, nereden geldi bu âdet bize? Batı'dan. Bu insanların hepsi Batı'ya mı gitti? Hayır. Televizyonda gördük her şeyi. Orada ne gördüysek, öyle yaşamaya başladık. Televizyon bu kadar tesirli bir araç.
Devlet demek şefkat olmalı. Devleti temsil eden herkes halka şefkatle yaklaşmalı. Babam, köylere giderken mutlaka yanında şeker, çikolata, bisküvi götürüyor. Köydeki çocuklara dağıtıyor. Kimisine harçlık veriyor. Düşünün, köylerde çocuklar "Ahmet Amca geliyor" diye seviniyorlar.
Kahramanlık, televizyon ekranlarında reklamı yapılacak kadar ucuz bir sıfat değildir.
"Ben sırtımı Allah'a dayadım, bana bir şey yapamazlar"
Siz devletin sıcak yüzünü gösterdiğinizde, terör örgütü kendi propagandasını neyin üzerine kuracak?
Bununla birlikte, yıllarca bu alandaki mücadele neticesinde elde ettiğimiz deneyimler, her nevi organize suçun arkasında bu tür karanlık ilişkiler bulunduğu gerçeğini doğruluyor. Göz yumulmaz ve resmi kişilerin işbirliği olmazsa, kaçakçı şuradan şuraya toplu iğne bile kaçıramaz.
PKK ile sadece silahla mücadele edilmeyeceğini söylüyordu. "Her platformda uyanık olmak lazım" diyordu.
ÇATLI'nın davaya hizmetleri olmuştur, bir şeyler yapmıştır
Kendi okulumdan sorumlu başkan oldum yine de yakamda rozet takmamı istemiyordu. Kendisi de ülkücü ama kimsenin bilmesini istemezdi. Babam için ülkücülük çok kutsaldı. Çok değer verirdi. İnsan ülkücü diye gezer, kendi hataları davaya mal olur. Bundan sakınırdı.
Babamın en fazla kızdığı şey, insanların milliyetçiyim, ülkücüyüm diye ortaya çıkıp, bu kimlikle övünmeleriydi. Ona göre milliyetçilik sözde olamazdı. Tavırda, tepkide, dünyayı okumada ortaya çıkmalıydı. Bayrağın, milliyetçiliğin, vatanın bir araç olarak kullanılmasına, insanların bu kutsal kavramlarla prim yapmaya çalışmasına tahammül edemezdi.
Geçen gün İzmir'e gittim. Adamın biri geldi masaya. Cüzdanını açıyor, babamın resmini taşıyor. Hayatında babamı görmemiş. Ben taşımıyorum, başkası taşıyor. En büyük hizmet budur devlete. İnsanların gelip bizi takdir etmesi lazım. Çıkıp konuşursak bunu istismar etmek isteyen bir sürü adam var. Çıkıp kendimizi savunmuyoruz. Bizim yüzümüzden iki kelam devlete edecekler diye inanın ağzımızı açamıyoruz. Bazıları çıkıyor diyor ki "Yeşil şunu yapmış, devlet şunu yapmış", kahroluyoruz. Babamın üzerinden devleti, vatanı, milleti kötülüyorlar ya, inanın kahroluyoruz.
Herkes bir şeyler yapıyor, beğenmediğini Yeşil'in üstüne atıyor. İnsanlar bizi o kadar iyi tanıyorlar ki, bu duruşumuzu da istismar ediyorlar. Biliyorlar bizim devletimizi ne kadar sevdiğimizi ve çıkıp devletimize zarar gelecek diye emniyet hakkında, polis hakkında konuşmadığımızı. Çünkü ben bir şey diyemem, onun üzerinde taşıdığı bir kimlik var. Emniyet zarar göreceğine, asker yaptı diyeceklerine babamın yaptığını söylesinler. Çıkıp bir şey diyemem. Yeter ki devlet kurumlarımız yıpranmasın. O insanların kendi şerefsizliğidir, kendi kahpeliğidir ama bu adamlar çıkarlar, kurumları yıpratırlar.
Böyle bir isim yaratmak da herkesin işine geliyor. Bundan herkes faydalanıyor. PKK ne yapıyor? Yeşil üzerinden kendi propagandasını yapıyor. Geliyorsun bu tarafa, PKK ile aynı çizgide isimler çıkıyor.
PKK cinayet işliyor, eğer halktan tepki alıyorsa hemen geri çekiliyor. Normalde PKK eylem yapar, hemen üstlenir. Halk tepki verince "Bunu Yeşil yaptı" diyor. Batı'ya geliyorsun... Bunlar on sene önce "Behçet Cantürk'ü, Savaş Buldan'ı Yeşil öldürdü" diye konuşmadılar mı? Bugün Yeşil'in öldürmediği ortaya çıktı. Neden söylenenlere hemen inanıyorsunuz?
Fakat bizim suskunluğumuzu herkes kullanmaya kalktı.
Her olayda Yeşil suçlanıyor. Nasılsa ortalıkta yok diye bütün suçlar onun üstüne atılıyor.
Hem babamın şahsı manevisine zarar veriyorlar, hem de sık sık O'nu gündeme getirmekle bize zarar veriyorlar. Bitsin artık bu ihanet, bu yalan, bu sahtekârlık...