19. yüzyılda yazılmış klasiklerden özellikle de Fransız Edebiyatından aşina olduğumuz bir konu Dreyfus Davası: Yahudi bir asker olan Alfred Dreyfus, askeri sırları Almanlara satmakla suçlanıyor. Yahudi düşmanlığının körüklendiği ve halkın kışkırtıldığı dönemde, vatanseverliğiyle övünen halk üzerinde bu olay büyük infial yaratıyor.
Emile Zola ise,
kitapta émile zola'nın dreyfus olayı boyunca ve sonrasında yaşadıklarını, onu kendi çamaşırcılarıyla aldatmasına rağmen her daim destekleyen karısı, alexandriana'nın gözünden okuyoruz.
dreyfus olayını, 1894 yılında yüzbaşı alfred dreyfus'ün casuslukla itham edilerek yargılandığı dava ve ardından gerçekleşen olaylar diyerek kısaca
Adalet yanılırsa ne olur, yanılan adalet yanıldığını kabul etmezse neler olur? Aynı adalet yanılarak kaç cana işkence etti, kürek cezasına çarptırdı, giyotine yatırdı ya da darağacında sallandırdı. Peki bunları geçelim. Adalet yanıldığını kabul ettikten sonra neler olur? 15 yıl, 25 yıl ömür kaybı, itibar kaybı. İşte o anlarda özür neyi geri getirir. Adalet hep eşit kollu bir terazi ile simgelenir. Ayarı bozulursa, kaldıramayacağı yüklerin altında dağılmaz mı terazi?