1981 YILINDA ANKARA İKTİSADİ VE TİCARİ BİLİMLER AKADEMİSİ’NE (GAZİ ÜNİVERSİTESİ) BAĞLI BANKACILIK VE SİGORTACILIK YÜKSEKOKULU’NDA ASİSTAN OLARAK GÖREVE BAŞLADI. AYNI YIL AKADEMİYE BAĞLI MALİYE FAKÜLTESİ’NDE DOKTORA PROGRAMINA KABUL EDİLDİ VE DOKTORA PROGRAMINDAN MEZUN OLDU. İHRACATA YÖNELİK SANAYİLEŞME VE GÜNEY KORE MODELİ İSİMLİ TEZİNİN ÇALIŞMALARI İÇİN İKİ YIL İNGİLTERE’DE BULUNDU. 1989 YILINDA GAZİ ÜNİVERSİTESİ’NE BAĞLI SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ’NDE TEZİNİ SAVUNDU VE MALİYE DOKTORU ÜNVANINI ALDI.
1989–1991 YILLARI ARASINDA İNGİLTERE’DE YORK ÜNİVERSİTESİ’NDE İKTİSAT VE İLGİLİ BİLİMLER BÖLÜMÜ’NDE ARAŞTIRMACI / MİSAFİR ÖĞRETİM GÖREVLİSİ OLARAK BULUNDU, AYNI DÖNEMDE YORK ÜNİVERSİTESİ’NE BAĞLI SOSYAL BİLİMLER ENSTÜTÜSÜ’NDE (IRISS) SEKİZ AY SÜREYLE SAĞLIK EKONOMİSİ ALANINDAKİ DOKTORA ÜSTÜ PROGRAMA KATILDI.
1992 YILINDA AMERICAN UNIVERSITY OF LONDON’DA YARI ZAMANLI ÖĞRETİM ÜYELİĞİ YAPTI VE YÜKSEK LİSANS TEZ DANIŞMANLIKLARI YÜRÜTTÜ.
2001–2002 DÖNEMİNDE GAZİ ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F. MALİYE BÖLÜMÜ MALİ İKTİSAT ANA BİLİM DALINDA ÖĞRETİM GÖREVLİSİ; 2003 – 2006 YILLARI ARASINDA ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ MALİYE BÖLÜMÜ’NDE ÖĞRETİM ÜYESİ OLARAK GÖREV YAPTI. HALEN GAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF MALİYE BÖLÜMÜNDE ÖĞRETİM ÜYESİ OLARAK GÖREV YAPMAKTADIR.
AKADEMİK YAŞAMIN DIŞINDA KALAN SÜRE İÇİNDE YURT İÇİ VE YURT DIŞINDA ÖZEL SEKTÖRDE ÜST DÜZEY YÖNETİCİ OLARAK ÇALIŞTI VE DIŞ TİCARET, TURİZM, ULUSLARARASI NAKLİYE VE ULUSLARARASI PROJE FİNANSMANI GİBİ ALANLARDA PROFESYONEL DANIŞMANLIK HİZMETİ VERDİ.
Rabia Arapça’da “dördüncü” demektir.
Öyle sanıldığı gibi mübarek ve anlamlı bir isim değildir.
Çünkü Arap kültüründe, kız çocukları insandan sayılmadığı için, kızı olanlar isim vermez numara verirlerdi.
Vahide isim değildi, birinci demekti. İlk doğan kıza verilen numaraydı.
Saniye ikinci demekti, ikinci kızı olana verilen numaraydı.
Selase ve
İyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmura bakmayı cam arkasından,
İnsandan insana şükür ki fark var;
-Birine cennetse birine zindan-
İyi ki bilmiyor kalabalıklar. (Sezai Karakoç)
Okumadan önce, saman kağıdına basıldığı için şey demiştim: "Ne kadar eski püskü bir kitap. Bu kitap bana ne katabilir ki?" Önyargım yerle bir oldu. Harika bir kitapmış yahu. Güzel bir akademik çalışma.
Her neyse , kitaba dönelim:
Bu kitap, Türk dilinin tarihi gelişimine ve dil politikalarına geniş bir yer vermiş. Ve yazar, bununla yetinmemiş, genel Türkçe bilgisi de koymuş. Dahası da var, okuyucuya ek olarak, bilimsel araştırma yöntemleri ve bilgiye ulaşım kaynaklarına dair büyük bir bölüm ayırmış. Bu bölüm, pastanın üstündeki çilek gibi bir şey. Okurken en zevk aldığım yer burasıydı. Yazardan Allah razı olsun, emeğine sağlık. 10/10 veriyorum.
Kitabın basımı yapılmadığı için kitaba ulaşmam çok da kolay olmadı. Adından dolayı çok merak ettiğim için uzun zamandır okuma listemde olan bir kitaptı. Büyük beklenti ile okuduğum bu kitapta çok da aradığımı bulmuş değilim. Öncelikle kitabın adı ile içeriği çok da örtüşmüyor. Kadın ağırlıklı bir konu beklerken neredeyse tamamında Arapların cehaletinden bahsedilmiş. Tomris'ten sadece bir paragraf bahsedilmiş o kadar. Yazarın söylemini de oldukça sert buldum. Evet söylediği şeylerde sonuna kadar haklı ancak bu kadar sert bir üsluba ve çok olumsuz sıfatlara gerek var mıydı?
Arapların iç yüzünü, peygamberin hayatını bilmeyenler için bilgilendirici bir kitap olabilir. Konular farklı başlıklar altında toplanarak kuran ayetleri ile açıklanarak anlatılmış. Ama bildiğiniz şeylerse çok da ilgi ile okuyamıyorsunuz.
Tomris'ten rabiaya... Bir kadın olarak bu kitabın bana gerçekten çok şey kattığını düşünüyorum. Bu zamana kadar kafamda yarım veya eksik kalmış bir takım şeyleri açığa çıkaran, bazı konularda bilgi sahibi eden ve okudukça da sürükleyen bir kitap. İslamiyet öncesi Arapların cahiliye dönemi ile taşlar yerine oturmaya başlıyor. O zamandan günümüze bir takım şeyler nasıl yansımış, neler hala devam ediyor, etkileri sürüyor mu?
İlk inen ayetimiz Oku! Ama biz bunu yapmıyoruz. Başka kişilerin söylediklerini dinlemek, onları doğrulamak, kabul etmek daha kolayımıza geliyor. Kitabı okuyunca Kuran-ı Kerim mealini de toplumumuzda kaç kişi tam anlamıyla anlayarak okudu bu soru da kafamda. Ki ben bile okumadım. Büyük bir eksiklik gerçekten.
Son olarak kesinlikle herkesin bu kitabı alıp okumasını tavsiye ediyorum. Kitabın gelirlerinin Aydınlık Nesiller Derneği'ne de bağışlanması çok güzel bir şey.